SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Misafirlikten komşuluğa

Yazının Giriş Tarihi: 11.08.2025 16:57
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.08.2025 16:58

Yan yana yaşamak kolay, ama kalpleri ve zihinleri aynı çatı altında toplamak bambaşka bir sınav...

Türkiye, son on yılda belki de tarihinin en büyük nüfus hareketlerinden birine tanıklık ediyor. Suriye iç savaşından Afganistan’daki çatışmalara, Afrika’dan Orta Asya’ya uzanan geniş bir coğrafyadan milyonlarca insan kapımızı çaldı. Kimi savaşın ateşinden kaçtı, kimi yoksulluktan, kimi de daha iyi bir gelecek umuduyla geldi.

Başlangıçta “misafir” olarak adlandırılan bu insanlar, zamanla mahallelerimize, okullarımıza, iş yerlerimize yerleşti. Artık bir kısmı burada doğmuş çocuklar, Türkçeyi anadili gibi konuşuyor. Ama ne var ki, aynı şehirde yaşamak, aynı hayatı paylaştığımız anlamına gelmiyor.

Toplumun bir kesimi, göçmenlerin ekonomiye katkısından söz ederken; diğer bir kesim, işsizlikten kiraların artmasına kadar pek çok sorunun kaynağını onlarda görüyor. Kutuplaşma, sosyal medyada daha da derinleşiyor. Önyargılar, yanlış bilgiler, politik söylemler gerçeğin önüne geçiyor.

Peki, bir arada yaşamak gerçekten mümkün mü?
Bu sorunun yanıtı “evet” de olabilir, “hayır” da… Asıl belirleyici olan, nasıl bir yol izleyeceğimiz. Çünkü bir arada yaşamak; sadece aynı topraklarda bulunmak değil, ortak kurallar, ortak değerler, karşılıklı saygı demek.

Eğitim, en önemli anahtar. Göçmen çocukların dil öğrenmesi, toplumsal kuralları içselleştirmesi, gelecekteki uyumu kolaylaştırır. Yetişkinler içinse istihdam fırsatları, toplumsal entegrasyonun sigortasıdır. Aksi hâlde, “biz” ve “onlar” çizgisi kalınlaşır, sorunlar büyür.

Türkiye, tarih boyunca farklı kültürlerin buluştuğu bir köprü oldu. Bu köprü, doğru politikalar ve sağduyu ile ayakta kalabilir. Aksi takdirde, göçmen gerçeği, bir arada yaşamanın değil, derinleşen ayrışmanın hikâyesine dönüşür.

Sonuçta, sorunun adı göçmenlik değil; çözümün adı uyum. Ve bu uyumu inşa etmek, hem onların hem de bizim elimizde.


Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.