SON DAKİKA
Hava Durumu

Perdenin ardındaki işler...

Yazının Giriş Tarihi: 18.09.2024 16:37
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.09.2024 16:49

Görünürde her şey yolunda gidiyor; ekonomi, siyaset ve toplum düzeni kendi akışında ilerliyor. Ancak derinlere indiğimizde, toplumun çeşitli kesimlerinde “organize işler” kavramının ne kadar yaygınlaştığını fark etmemek mümkün değil. Bu işler, sadece suç örgütlerinin, dolandırıcıların ya da yeraltı dünyasının malzemesi değil. Aslında gündelik hayatta, politikadan ekonomiye, iş dünyasından sosyal hayata kadar her alanda karşımıza çıkıyor.

Bugün organize işler, adeta sistemin bir parçası hâline geldi. Devlet ihalelerinden bürokratik atamalara kadar birçok alanda şeffaflıktan uzak, kapalı kapılar ardında dönen pazarlıklar ve anlaşmalar yapılıyor. Ekonomik krizlerin derinleştiği, toplumsal huzursuzluğun arttığı bu dönemde, toplumda da bir kanıksama hali var. "Organize işler" dediğimizde akla ilk olarak gelen, belki büyük çaplı yolsuzluklar ya da mafya benzeri örgütlenmeler oluyor; ancak bu mesele sadece suçlularla sınırlı değil. Öyle ki, sıradan vatandaş bile işlerini yürütmek, taleplerine ulaşmak için "kim kimi tanıyor?" sorusunu sormadan edemiyor.

İlk olarak, organize işlerin hayatımızdaki yerini daha iyi anlamak için bu düzenin nasıl işlediğine göz atmak gerekiyor. Küçük bir ihale sürecinden büyük çaplı kamu projelerine kadar birçok alanda şeffaflıktan uzak, kapalı kapılar ardında kararlar alınıyor. İhalelerde yolsuzluklar, siyasi atamalarda kayırmacılık ve ekonomik avantajlar için çıkar ilişkileri kuruluyor. Bu durum öyle bir hâle geldi ki, bir işin yolunda gitmesi için yetenek, bilgi ya da deneyim yerine kiminle bağlantınız olduğu daha önemli hale geldi. İş dünyasında ya da kamusal alanda bir başarı elde etmek, liyakatten çok "tanıdık" unsurlarına bağlı hale geldi.

Organize işler kavramı sadece ekonomik alanla sınırlı değil. Sosyal hayatta da bu görünmez düzenin izlerine rastlamak mümkün. Eğitimden sağlığa kadar birçok alanda "gizli kurallar" geçerli. Örneğin, bir devlet okulunda kaliteli bir eğitim almak isteyen öğrenci ve veliler, normalde herkese açık olması gereken fırsatlar için özel bağlantılar kurmak zorunda kalıyor. Sağlık alanında dahi, hastaların daha hızlı hizmet alabilmesi ya da daha iyi bir tedavi görmesi için devreye giren ilişkiler zinciri var. Kısacası, adil ve eşit bir sistemin yerini, kiminle bağlantıda olduğunuzun belirlediği bir düzene bırakıyor.

Bir de medyada ve sosyal ağlarda büyük bir perdeleme söz konusu. Gerçekler gizleniyor, süsleniyor ya da küçük olaylar devasa sorunlar gibi gösterilerek dikkatler başka yöne çekiliyor. Halk, neredeyse her gün ekranlarda bir tiyatro izlercesine bu sahneleri takip ediyor. Ne var ki bu “organize işler” daha fazla gizlenemeyecek kadar büyüdü.

Aslında farkında olmadan bu sistemin bir parçası oluyoruz; susarak, görmezden gelerek ya da boyun eğerek...

Tarafsız ve objektif bir medya, toplumun organize işlere karşı bilinçlenmesine ve bu düzenin sürdürülebilir olmadığının farkına varılmasına yardımcı olabilir. Ancak az önce de bahsettiğim üzere günümüzde medyanın da büyük ölçüde bu sisteme entegre olduğu bir gerçek. Buna rağmen, bağımsız ve özgür basının desteklenmesi, toplumu bilinçlendirme sürecinin önemli bir parçası olarak görülmeli.

Son olarak, bireysel olarak da bu düzenin bir parçası olmamayı tercih etmek bir adım olabilir. Küçük çıkarlar uğruna sistemin çarklarına dahil olmamak, adil olanın peşinde koşmak, uzun vadede toplumsal bir değişimi tetikleyebilir. Elbette bu, kolay bir süreç değil, ancak değişim her zaman küçük adımlarla başlar.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.