SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yorulduk ama dinlenemiyoruz

Yazının Giriş Tarihi: 03.11.2025 15:56
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.11.2025 15:56

Günümüz insanı, tarihin belki de en konforlu döneminde yaşıyor. Elimizin altında bilgi, ulaşım, iletişim... Her şey hızlı, her şey erişilebilir. Ama garip bir şekilde, hiç bu kadar yorgun hissetmemiştik. Fiziksel değil, ruhsal bir yorgunluktan söz ediyorum: Tükenmişlik.

Artık yalnızca iş hayatında değil, öğrencilerde, ev kadınlarında, hatta emeklilerde bile aynı tablo var. “Yetişemiyorum”, “Hiçbir şeyden keyif alamıyorum”, “Sürekli bir şeyleri kaçırıyor gibiyim.” Cümleler değişiyor ama hissin kökü aynı: içten içe tükeniyoruz.

Psikologlar bu durumu “modern çağın salgını” olarak tanımlıyor. Çünkü görünmeyen bir virüs gibi, hepimizi yavaşça ele geçiriyor. Telefonlarımız, sosyal medya akışlarımız, bitmeyen bildirimlerimiz, performans odaklı iş kültürümüz… Hepsi birer katkı maddesi bu yorgunluk kokteyline. Dinlenmek bile “verimli” olmalı; tatilde bile “en çok fotoğrafı kim paylaşacak” yarışındayız.

Oysa insan, bir makine değil. Şarj süresiyle ölçülmeyen, dinlenmeden üretemeyen bir varlık. Ama biz üretmeyi, performansı, sürekli aktif olmayı bir erdem sandık. Boş kalmak ayıp, dinlenmek tembellik, sessizlik zaman kaybı oldu. Böylece kendi iç sesimizi duyamaz hale geldik.

Bir zamanlar “başarı” kelimesi umut verirdi. Şimdi çoğu insan için baskı demek. Herkes bir yerlere yetişmeye çalışıyor, ama kimse nereye gittiğini bilmiyor. “Hayat hızlı akıyor” diyoruz, ama belki de sorun tam burada: Biz hızla yaşarken, yaşadığımızı fark etmiyoruz.

Belki de yeni lüks, pahalı tatiller değil; zihinsel huzur. Akşam telefonu kapatıp bir kitabın arasında kaybolabilmek, pazar sabahı hiçbir plan yapmadan yürüyüşe çıkmak, sessizliği dinleyebilmek… Gerçek zenginlik artık sadeleşebilmekte.

Tükenmişlikten kurtulmanın ilk adımı, tükenmekten utanmamaktır. Bu bir zayıflık değil, bir uyarıdır: “Artık yavaşla.” Çünkü bazen ilerlemenin tek yolu, bir adım geri atmaktır.

Belki de artık hepimizin birbirine şu soruyu sorması gerekiyor:
“Gerçekten yaşıyor muyuz, yoksa sadece hayatta kalmaya mı çalışıyoruz?”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.