Bir çocuk büyütmek, sadece fiziksel olarak değil, ruhsal ve duygusal anlamda da büyük bir yolculuktur. Ancak maalesef, bu yolculukta en sık düşülen tuzaklardan biri, çocukları başka çocuklarla kıyaslamaktır. “Bak, Ayşe matematikte ne kadar başarılı!”, “Ali senden daha hızlı koşuyor!” gibi masum görünen cümleler, aslında çocukların dünyasında derin yaralar açabilir.
Her çocuk, kendine özgü yetenekler, ilgi alanları ve karakter özellikleriyle eşsizdir. Tıpkı parmak izlerimizin birbirinden farklı olması gibi, çocukların da bireysel özellikleri birbirine benzemez. Kimi bir enstrümanda ustalaşırken, kimi bir resmin içinde kaybolur. Bazısı hızlı öğrenir, bazısı detayları sindirerek ilerler. Ama hepsinin ortak noktası, kendi temposunda büyümeye ve gelişmeye ihtiyaç duymasıdır.
Bir çocuğu başka bir çocukla kıyaslamak, onun kendine olan güvenini zedelemekle kalmaz; aynı zamanda “Ben yeterince iyi değilim” düşüncesini zihinlerine yerleştirir. Bu da ilerleyen yıllarda özgüven eksikliği, yetersizlik hissi ve hatta başkalarını memnun etme çabası gibi sorunlara yol açabilir. Oysa bir çocuğun en büyük motivasyonu, sevildiğini ve olduğu haliyle kabul edildiğini hissetmesidir.
Ebeveynler olarak, çocuklarımızın güçlü ve zayıf yönlerini doğru bir şekilde gözlemlemek, onların potansiyellerini keşfetmek için en önemli adımlardan biridir. Onları başka çocuklarla kıyaslamak yerine, kendi içlerindeki gelişim süreçlerine odaklanmalıyız. Bugün bir problemi çözmekte zorlanan çocuğunuz, doğru bir yönlendirme ve sabırla yarının yaratıcı fikirlerine imza atan bir birey olabilir.
Kıyaslama aynı zamanda çocuğunuzu sizinle iletişim kurmaktan uzaklaştırabilir. Çocuğunuzun kendini ifade edebileceği güvenli bir ortam yaratmak, onun size olan güvenini pekiştirir. Unutmayın, bir çocuğa değerli olduğunu hissettirmek, ona verilecek en büyük armağandır.
Her çocuğun bir hikâyesi vardır ve bu hikâye başka hikâyelerle kıyaslanmamalıdır. Onların başarısını, yeteneklerini ve hayallerini kendi ölçütlerimize göre değil, kendi özgün yollarında değerlendirerek desteklemeliyiz.
Sevgili anne babalar, çocuklarınızı başka çocuklarla kıyaslamayın. Onların biricikliğini kutlayın ve her zaman yanlarında olduğunuzu hissettirin. Çünkü her çocuk, kendi dünyasının kahramanıdır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Azize Yüksel
Çocuğunuzu başka çocuklarla kıyaslamayın!
Bir çocuk büyütmek, sadece fiziksel olarak değil, ruhsal ve duygusal anlamda da büyük bir yolculuktur. Ancak maalesef, bu yolculukta en sık düşülen tuzaklardan biri, çocukları başka çocuklarla kıyaslamaktır. “Bak, Ayşe matematikte ne kadar başarılı!”, “Ali senden daha hızlı koşuyor!” gibi masum görünen cümleler, aslında çocukların dünyasında derin yaralar açabilir.
Her çocuk, kendine özgü yetenekler, ilgi alanları ve karakter özellikleriyle eşsizdir. Tıpkı parmak izlerimizin birbirinden farklı olması gibi, çocukların da bireysel özellikleri birbirine benzemez. Kimi bir enstrümanda ustalaşırken, kimi bir resmin içinde kaybolur. Bazısı hızlı öğrenir, bazısı detayları sindirerek ilerler. Ama hepsinin ortak noktası, kendi temposunda büyümeye ve gelişmeye ihtiyaç duymasıdır.
Bir çocuğu başka bir çocukla kıyaslamak, onun kendine olan güvenini zedelemekle kalmaz; aynı zamanda “Ben yeterince iyi değilim” düşüncesini zihinlerine yerleştirir. Bu da ilerleyen yıllarda özgüven eksikliği, yetersizlik hissi ve hatta başkalarını memnun etme çabası gibi sorunlara yol açabilir. Oysa bir çocuğun en büyük motivasyonu, sevildiğini ve olduğu haliyle kabul edildiğini hissetmesidir.
Ebeveynler olarak, çocuklarımızın güçlü ve zayıf yönlerini doğru bir şekilde gözlemlemek, onların potansiyellerini keşfetmek için en önemli adımlardan biridir. Onları başka çocuklarla kıyaslamak yerine, kendi içlerindeki gelişim süreçlerine odaklanmalıyız. Bugün bir problemi çözmekte zorlanan çocuğunuz, doğru bir yönlendirme ve sabırla yarının yaratıcı fikirlerine imza atan bir birey olabilir.
Kıyaslama aynı zamanda çocuğunuzu sizinle iletişim kurmaktan uzaklaştırabilir. Çocuğunuzun kendini ifade edebileceği güvenli bir ortam yaratmak, onun size olan güvenini pekiştirir. Unutmayın, bir çocuğa değerli olduğunu hissettirmek, ona verilecek en büyük armağandır.
Her çocuğun bir hikâyesi vardır ve bu hikâye başka hikâyelerle kıyaslanmamalıdır. Onların başarısını, yeteneklerini ve hayallerini kendi ölçütlerimize göre değil, kendi özgün yollarında değerlendirerek desteklemeliyiz.
Sevgili anne babalar, çocuklarınızı başka çocuklarla kıyaslamayın. Onların biricikliğini kutlayın ve her zaman yanlarında olduğunuzu hissettirin. Çünkü her çocuk, kendi dünyasının kahramanıdır.