Ebeveynlik çoğu zaman “çocuğu şekillendirme” sanatı gibi görülür. Oysa çocuk, dünyaya tertemiz bir defterle gelir; bizler o defterin ilk satırlarını yazan kalemleriz. Kalemimizin rengi, elimizin titrekliği ya da yumuşaklığı, onun geleceğini şekillendirir.
Ne yazık ki çoğu anne-baba “çocuğunu yetiştirmeye” odaklanırken, aslında en önemli noktayı atlar: Kendini yetiştirmeyi.
Bir çocuk, ne kadar öğüt duyarsa duysun, en çok gördüğünü öğrenir.
Siz sabırsızsanız o da sabırsız olur.
Siz öfkenizle başa çıkamıyorsanız, o da başa çıkamaz.
Siz sevgiyi ölçülü verirseniz, o da sevgiyi ölçer.
Kısacası, çocuklar söyleneni değil, yaşananı kopyalar.
Ebeveynlik, kelimelerden değil, halden geçer.
Bir baba ya da anne olarak “iyi insan ol” demek kolaydır; ama adaletli, dürüst, sabırlı bir insan olabilmek asıl mirastır.
Çünkü çocuk, “doğruyu” size bakarak bulur.
Ona kitap okumayı öğütlerken elinizde hiç kitap görmüyorsa,“Bağırma!” dediğinizde siz bağırıyorsanız,
“Saygılı ol!” derken trafikte küfrediyorsanız, çocuğunuzun zihninde koca bir çelişki doğar.
Kendini tanımamış bir ebeveyn, çocuğuna rehber olamaz.
Kendi öfkesini, korkularını, geçmişinden gelen yaralarını fark etmeyen bir yetişkin, farkında olmadan bunları çocuğuna aktarır.
İyi bir ebeveyn olmanın ilk adımı, kendini dönüştürmektir.
O yüzden, bir gün çocuğunuz size bakıp “Ben senin gibi olmak istiyorum” dediğinde, bunu gururla karşılayabiliyorsanız, işte o zaman gerçekten yetişmişsinizdir.
Unutmayın; çocuklar sizin anlattıklarınızı değil, sizden öğrendikleri yaşam biçimini geleceğe taşır.
Öyleyse hedef, “iyi çocuk yetiştirmek” değil; kendini geliştirmiş, sağlıklı ilişkiler kurabilen bir insan olabilmektir.
Gerisi zaten sizi izleyen küçük gözlerin doğal sonucudur.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Azize Yüksel
Çocuğunuzu değil, kendinizi yetiştirin!
Ebeveynlik çoğu zaman “çocuğu şekillendirme” sanatı gibi görülür. Oysa çocuk, dünyaya tertemiz bir defterle gelir; bizler o defterin ilk satırlarını yazan kalemleriz. Kalemimizin rengi, elimizin titrekliği ya da yumuşaklığı, onun geleceğini şekillendirir.
Ne yazık ki çoğu anne-baba “çocuğunu yetiştirmeye” odaklanırken, aslında en önemli noktayı atlar: Kendini yetiştirmeyi.
Bir çocuk, ne kadar öğüt duyarsa duysun, en çok gördüğünü öğrenir.
Siz sabırsızsanız o da sabırsız olur.
Siz öfkenizle başa çıkamıyorsanız, o da başa çıkamaz.
Siz sevgiyi ölçülü verirseniz, o da sevgiyi ölçer.
Kısacası, çocuklar söyleneni değil, yaşananı kopyalar.
Ebeveynlik, kelimelerden değil, halden geçer.
Bir baba ya da anne olarak “iyi insan ol” demek kolaydır; ama adaletli, dürüst, sabırlı bir insan olabilmek asıl mirastır.
Çünkü çocuk, “doğruyu” size bakarak bulur.
Ona kitap okumayı öğütlerken elinizde hiç kitap görmüyorsa,“Bağırma!” dediğinizde siz bağırıyorsanız,
“Saygılı ol!” derken trafikte küfrediyorsanız, çocuğunuzun zihninde koca bir çelişki doğar.
Kendini tanımamış bir ebeveyn, çocuğuna rehber olamaz.
Kendi öfkesini, korkularını, geçmişinden gelen yaralarını fark etmeyen bir yetişkin, farkında olmadan bunları çocuğuna aktarır.
İyi bir ebeveyn olmanın ilk adımı, kendini dönüştürmektir.
O yüzden, bir gün çocuğunuz size bakıp “Ben senin gibi olmak istiyorum” dediğinde, bunu gururla karşılayabiliyorsanız, işte o zaman gerçekten yetişmişsinizdir.
Unutmayın; çocuklar sizin anlattıklarınızı değil, sizden öğrendikleri yaşam biçimini geleceğe taşır.
Öyleyse hedef, “iyi çocuk yetiştirmek” değil; kendini geliştirmiş, sağlıklı ilişkiler kurabilen bir insan olabilmektir.
Gerisi zaten sizi izleyen küçük gözlerin doğal sonucudur.