Toplumda sıkça birbirinin yerine kullanılan iki kelime var: “öğretmen” ve “eğitimci.” İlk bakışta aynı anlama geliyor gibi dursa da, bu iki kavram arasında ince ama derin bir fark bulunuyor.
Öğretmen, genellikle bilgiyi aktaran kişidir. Müfredatı takip eder, konuyu anlatır, ödev verir, sınav yapar. Yani sistemin tanımladığı çerçevede, öğrenciyi bir sınıfın içinde eğitmekle yükümlüdür. Eğitimin formal boyutudur bu. Ancak bir eğitimci olmak, çok daha fazlasını gerektirir.
Eğitimci; çocuğu sadece bir birey olarak değil, bir karakter olarak da inşa etmeye çalışan kişidir. Öğrencinin ruhuna dokunur, kişiliğine şekil verir. Anlatmakla yetinmez, yaşatır. Ezberletmek yerine düşündürür. Onun için notlar değil, değerler önemlidir. Çünkü eğitmek yalnızca bir bilgiyi öğretmek değil, bir yaşam biçimi kazandırmaktır.
Bir öğretmen her derse girebilir. Ama her öğretmen, eğitimci olmayabilir. Eğitimci olmak için mesleki yeterlilikten daha fazlası gerekir: sabır, anlayış, empati, vicdan ve ilham… Bu yüzden bazı insanlar vardır, yıllar geçse de öğrencilerinin hafızasından silinmez. Çünkü onlar sadece ders anlatmamış; hayatın içinde bir iz bırakmışlardır.
Bugün çocuklarımızın daha fazla eğitimciye ihtiyacı var. Sadece bilgi yükleyen değil, hayatı öğreten; sadece ders anlatan değil, örnek olan insanlara…
Çünkü bilgi unutulur, ama insan insanda iz bırakır.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Azize Yüksel
Öğretmen mi, Eğitimci mi? Bir ünvandan fazlası…
Toplumda sıkça birbirinin yerine kullanılan iki kelime var: “öğretmen” ve “eğitimci.” İlk bakışta aynı anlama geliyor gibi dursa da, bu iki kavram arasında ince ama derin bir fark bulunuyor.
Öğretmen, genellikle bilgiyi aktaran kişidir. Müfredatı takip eder, konuyu anlatır, ödev verir, sınav yapar. Yani sistemin tanımladığı çerçevede, öğrenciyi bir sınıfın içinde eğitmekle yükümlüdür. Eğitimin formal boyutudur bu. Ancak bir eğitimci olmak, çok daha fazlasını gerektirir.
Eğitimci; çocuğu sadece bir birey olarak değil, bir karakter olarak da inşa etmeye çalışan kişidir. Öğrencinin ruhuna dokunur, kişiliğine şekil verir. Anlatmakla yetinmez, yaşatır. Ezberletmek yerine düşündürür. Onun için notlar değil, değerler önemlidir. Çünkü eğitmek yalnızca bir bilgiyi öğretmek değil, bir yaşam biçimi kazandırmaktır.
Bir öğretmen her derse girebilir. Ama her öğretmen, eğitimci olmayabilir. Eğitimci olmak için mesleki yeterlilikten daha fazlası gerekir: sabır, anlayış, empati, vicdan ve ilham… Bu yüzden bazı insanlar vardır, yıllar geçse de öğrencilerinin hafızasından silinmez. Çünkü onlar sadece ders anlatmamış; hayatın içinde bir iz bırakmışlardır.
Bugün çocuklarımızın daha fazla eğitimciye ihtiyacı var. Sadece bilgi yükleyen değil, hayatı öğreten; sadece ders anlatan değil, örnek olan insanlara…
Çünkü bilgi unutulur, ama insan insanda iz bırakır.