Okullar uzun yıllardır bilgi aktarımının merkezinde yer alıyor. Ancak artık eğitim, sadece ders kitaplarıyla sınırlı kalamayacak kadar geniş bir kavram. Çünkü çocuklar yalnızca sınavlara değil, hayata da hazırlanıyorlar. İşte tam bu noktada sosyal etkinliklerin önemi ortaya çıkıyor.
Bir öğrencinin matematikte, fizikte ya da tarihte başarılı olması elbette önemli. Fakat insanı hayata hazırlayan asıl unsur, yalnızca ders başarısı değil; iletişim becerisi, empati kurma yeteneği, takım çalışması, liderlik ve sorumluluk bilinci gibi değerlerdir. Bu beceriler ise çoğunlukla sosyal etkinliklerle kazanılır.
Tiyatro kulübünde sahneye çıkan bir öğrenci kendine güvenmeyi öğrenir. Müzik grubunda yer alan genç, uyum içinde üretmenin hazzını yaşar. Spor yapan çocuk, disiplinin ve azmin değerini fark eder. Sosyal sorumluluk projelerine katılan bir öğrenci ise paylaşmayı, yardımlaşmayı, topluma dokunmayı öğrenir.
Bugünün dünyası artık sadece bilgiye sahip olanı değil, bilgiyi doğru kullananı, düşüneni, sorgulayanı ve üreteni ödüllendiriyor. Sosyal etkinlikler bu yönüyle eğitimin tamamlayıcı değil, aslında ayrılmaz bir parçasıdır.
Okullarda ders dışı faaliyetlere gereken önem verilmezse, çocuklarımız sınavlarda başarılı olabilir ama hayatta eksik kalabilirler. Çünkü bir insanın gerçek başarısı, sadece aldığı notlarla değil, karakteriyle, duruşuyla ve insan ilişkileriyle ölçülür.
Velilere, öğretmenlere ve eğitim yöneticilerine düşen görev, bu dengeyi doğru kurabilmektir. Çocuklara sadece “öğren” değil, “deneyimle”, “katıl”, “üret” deme zamanı çoktan geldi. Çünkü eğitim sadece bilgi değil; bir hayat becerisi inşasıdır.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Azize Yüksel
Sadece ders değil, hayat da öğretilmeli!
Okullar uzun yıllardır bilgi aktarımının merkezinde yer alıyor. Ancak artık eğitim, sadece ders kitaplarıyla sınırlı kalamayacak kadar geniş bir kavram. Çünkü çocuklar yalnızca sınavlara değil, hayata da hazırlanıyorlar. İşte tam bu noktada sosyal etkinliklerin önemi ortaya çıkıyor.
Bir öğrencinin matematikte, fizikte ya da tarihte başarılı olması elbette önemli. Fakat insanı hayata hazırlayan asıl unsur, yalnızca ders başarısı değil; iletişim becerisi, empati kurma yeteneği, takım çalışması, liderlik ve sorumluluk bilinci gibi değerlerdir. Bu beceriler ise çoğunlukla sosyal etkinliklerle kazanılır.
Tiyatro kulübünde sahneye çıkan bir öğrenci kendine güvenmeyi öğrenir. Müzik grubunda yer alan genç, uyum içinde üretmenin hazzını yaşar. Spor yapan çocuk, disiplinin ve azmin değerini fark eder. Sosyal sorumluluk projelerine katılan bir öğrenci ise paylaşmayı, yardımlaşmayı, topluma dokunmayı öğrenir.
Bugünün dünyası artık sadece bilgiye sahip olanı değil, bilgiyi doğru kullananı, düşüneni, sorgulayanı ve üreteni ödüllendiriyor. Sosyal etkinlikler bu yönüyle eğitimin tamamlayıcı değil, aslında ayrılmaz bir parçasıdır.
Okullarda ders dışı faaliyetlere gereken önem verilmezse, çocuklarımız sınavlarda başarılı olabilir ama hayatta eksik kalabilirler. Çünkü bir insanın gerçek başarısı, sadece aldığı notlarla değil, karakteriyle, duruşuyla ve insan ilişkileriyle ölçülür.
Velilere, öğretmenlere ve eğitim yöneticilerine düşen görev, bu dengeyi doğru kurabilmektir. Çocuklara sadece “öğren” değil, “deneyimle”, “katıl”, “üret” deme zamanı çoktan geldi. Çünkü eğitim sadece bilgi değil; bir hayat becerisi inşasıdır.