Sen hüzünlüsün diye dünya durup sana yol vermeyecek!
Yazının Giriş Tarihi: 26.01.2025 22:19
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.01.2025 22:20
Hayat, bir yandan en derin sevinçleri sunarken diğer yandan acımasızca üzerimize hüzünlerini yığar. Her insanın bir noktada hissettiği o ağır duygular, kalbinin tam orta yerine yerleşen hüznü taşımak kolay değildir. Ancak bir gerçeği kabullenmek gerekir: Dünya, bizim hissettiklerimize göre hareket etmez. Günler döner, işler yürür, zaman akar. Ve biz, bu akışa ayak uydurmayı öğrenmek zorundayız.
Hüzün, yaşadığımız şeylere verdiğimiz insani bir tepkidir. Bir kayıp, bir hayal kırıklığı ya da bir hayalin gerçekleşmemesi… Hüzün, hepsinin doğal bir sonucudur. Ancak bu duyguyu hayatımızın tek gerçeği haline getirdiğimizde ilerleme gücümüzü kaybederiz. Hayatın akışı, bize bunun mümkün olmadığını gösterir. Dünya dönmeye devam eder, insanlar günlük hayatlarını sürdürür ve biz, bu akışa bir noktada geri dönmek zorunda kalırız.
Hüznün içinde kaybolmamak için hareket etmek gerekir. Bu, bazen küçük bir adımla başlar. Yatağınızdan kalkmak, bir fincan çay hazırlamak, dışarı çıkıp bir yürüyüş yapmak… Belki de bir dostla konuşmak ya da bir kitabın sayfalarına dalmak. Bu küçük adımlar, yavaş yavaş biriken koca bir dönüşümün başlangıcı olabilir.
Dünya, sizin hüzünlerinizle ilgilenmez gibi görünebilir ama asıl önemlisi, sizin kendinize nasıl davrandığınızdır. Hüzünlü olduğunuz anlarda kendinize şefkat göstermek, bunun doğal olduğunu kabul etmek ve sonra ayağa kalkıp yeniden denemek… İşte asıl cesaret budur.
Evet, hüzün bir anlamda acıdır. Ama aynı zamanda bizi büyüten, değiştiren ve olgunlaştıran bir öğretmendir. Bu duygunun içinden geçerken dayanıklılığımızı keşfederiz. Dünya, biz hüzünlüyken durmaz çünkü bu durmaksızın dönen düzen, bize yaşamaya devam etmemiz için bir neden sunar. Gökyüzü her sabah yeniden aydınlanır, çiçekler yeniden açar ve biz, bu döngünün bir parçası olmayı öğreniriz.
Unutmayın, hüzün bir duraksa, hayata dönmek bir yolculuktur.
Dünya dönmeye devam edecek, ama bu dönüşün içinde yeniden ışığınızı bulmak da sizin elinizde.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Azize Yüksel
Sen hüzünlüsün diye dünya durup sana yol vermeyecek!
Hayat, bir yandan en derin sevinçleri sunarken diğer yandan acımasızca üzerimize hüzünlerini yığar. Her insanın bir noktada hissettiği o ağır duygular, kalbinin tam orta yerine yerleşen hüznü taşımak kolay değildir. Ancak bir gerçeği kabullenmek gerekir: Dünya, bizim hissettiklerimize göre hareket etmez. Günler döner, işler yürür, zaman akar. Ve biz, bu akışa ayak uydurmayı öğrenmek zorundayız.
Hüzün, yaşadığımız şeylere verdiğimiz insani bir tepkidir. Bir kayıp, bir hayal kırıklığı ya da bir hayalin gerçekleşmemesi… Hüzün, hepsinin doğal bir sonucudur. Ancak bu duyguyu hayatımızın tek gerçeği haline getirdiğimizde ilerleme gücümüzü kaybederiz. Hayatın akışı, bize bunun mümkün olmadığını gösterir. Dünya dönmeye devam eder, insanlar günlük hayatlarını sürdürür ve biz, bu akışa bir noktada geri dönmek zorunda kalırız.
Hüznün içinde kaybolmamak için hareket etmek gerekir. Bu, bazen küçük bir adımla başlar. Yatağınızdan kalkmak, bir fincan çay hazırlamak, dışarı çıkıp bir yürüyüş yapmak… Belki de bir dostla konuşmak ya da bir kitabın sayfalarına dalmak. Bu küçük adımlar, yavaş yavaş biriken koca bir dönüşümün başlangıcı olabilir.
Dünya, sizin hüzünlerinizle ilgilenmez gibi görünebilir ama asıl önemlisi, sizin kendinize nasıl davrandığınızdır. Hüzünlü olduğunuz anlarda kendinize şefkat göstermek, bunun doğal olduğunu kabul etmek ve sonra ayağa kalkıp yeniden denemek… İşte asıl cesaret budur.
Evet, hüzün bir anlamda acıdır. Ama aynı zamanda bizi büyüten, değiştiren ve olgunlaştıran bir öğretmendir. Bu duygunun içinden geçerken dayanıklılığımızı keşfederiz. Dünya, biz hüzünlüyken durmaz çünkü bu durmaksızın dönen düzen, bize yaşamaya devam etmemiz için bir neden sunar. Gökyüzü her sabah yeniden aydınlanır, çiçekler yeniden açar ve biz, bu döngünün bir parçası olmayı öğreniriz.
Unutmayın, hüzün bir duraksa, hayata dönmek bir yolculuktur.
Dünya dönmeye devam edecek, ama bu dönüşün içinde yeniden ışığınızı bulmak da sizin elinizde.