Her yıl olduğu gibi bu yıl da milyonlarca öğrencinin ve ailenin heyecanla beklediği LGS ve YKS maratonu sona erdi. Aylarca, hatta yıllarca süren bir emeğin ardından kalemler bırakıldı, nefesler tutuldu ve şimdi sonuçların açıklanmasıyla birlikte yepyeni bir süreç başlayacak.
Sınavların stresinden çıkmış öğrenciler ve onları sabırla destekleyen aileler için tercih süreci en az sınav kadar kritik bir eşiktir. Zira bu dönemde verilecek kararlar, gençlerin önümüzdeki yıllarını, hatta hayatlarının yönünü şekillendirecek. Doğru tercihler, mutlu ve başarılı bireylerin yolunu açarken, aceleyle ya da yanlış yönlendirmelerle yapılan tercihler ne yazık ki uzun vadede mutsuzluk ve pişmanlık doğurabiliyor.
Öncelikle şunu vurgulamak gerekir: Tercih yapmak, yalnızca puana göre okul veya bölüm seçmek değildir. Öğrencinin ilgi alanı, yetenekleri, kişilik yapısı ve hedefleri göz önünde bulundurulmadan yapılan tercihler, ne kadar yüksek puanla kazanılmış olursa olsun bekleneni vermez. Bu nedenle tercih sürecine sadece akademik değil, aynı zamanda psikolojik ve duygusal bir süreç olarak da yaklaşmak gerekir.
Ailelere büyük görev düşüyor. Bu süreçte çocuklarını baskılamadan, onları sadece kendi hayalleri doğrultusunda yönlendirmeden, onları anlamaya çalışarak hareket etmeleri çok önemli. Gençler, kendi isteklerini ifade edebilecekleri bir alan bulduklarında, daha bilinçli ve özgüvenli kararlar alabilirler.
Rehberlik servislerinden, uzman görüşlerinden, mezun deneyimlerinden faydalanmak; okulların ve bölümlerin sadece adlarına değil, sundukları olanaklara, eğitim kadrosuna, mezun başarılarına dikkatle bakmak gerekiyor. Unutmamalı ki tercih edilen lise ya da üniversite, sadece bir okul değil; bir çevre, bir kültür ve bir gelecek sunar.
Son olarak gençlere şunu hatırlatmak isterim: Bu sınav, hayatın tamamı değil. Sınavda aldığınız sonuç ne olursa olsun, her birinizin içinde taşıdığı potansiyel ve yetenek, kağıt üzerindeki birkaç rakamla sınırlı değil. Doğru bir yönelim, sağlam bir azim ve sabırlı bir yolculukla her zaman başarıya ulaşmak mümkündür.
Sınavlar sona erdi. Şimdi yeni bir başlangıcın eşiğindeyiz.
Tercih süreci, umarım her öğrenci için umut dolu, bilinçli ve doğru kararlarla geçer.
Yolunuz açık, geleceğiniz parlak olsun.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Azize Yüksel
Sınav bitti, şimdi tercih zamanı
Her yıl olduğu gibi bu yıl da milyonlarca öğrencinin ve ailenin heyecanla beklediği LGS ve YKS maratonu sona erdi. Aylarca, hatta yıllarca süren bir emeğin ardından kalemler bırakıldı, nefesler tutuldu ve şimdi sonuçların açıklanmasıyla birlikte yepyeni bir süreç başlayacak.
Sınavların stresinden çıkmış öğrenciler ve onları sabırla destekleyen aileler için tercih süreci en az sınav kadar kritik bir eşiktir. Zira bu dönemde verilecek kararlar, gençlerin önümüzdeki yıllarını, hatta hayatlarının yönünü şekillendirecek. Doğru tercihler, mutlu ve başarılı bireylerin yolunu açarken, aceleyle ya da yanlış yönlendirmelerle yapılan tercihler ne yazık ki uzun vadede mutsuzluk ve pişmanlık doğurabiliyor.
Öncelikle şunu vurgulamak gerekir: Tercih yapmak, yalnızca puana göre okul veya bölüm seçmek değildir. Öğrencinin ilgi alanı, yetenekleri, kişilik yapısı ve hedefleri göz önünde bulundurulmadan yapılan tercihler, ne kadar yüksek puanla kazanılmış olursa olsun bekleneni vermez. Bu nedenle tercih sürecine sadece akademik değil, aynı zamanda psikolojik ve duygusal bir süreç olarak da yaklaşmak gerekir.
Ailelere büyük görev düşüyor. Bu süreçte çocuklarını baskılamadan, onları sadece kendi hayalleri doğrultusunda yönlendirmeden, onları anlamaya çalışarak hareket etmeleri çok önemli. Gençler, kendi isteklerini ifade edebilecekleri bir alan bulduklarında, daha bilinçli ve özgüvenli kararlar alabilirler.
Rehberlik servislerinden, uzman görüşlerinden, mezun deneyimlerinden faydalanmak; okulların ve bölümlerin sadece adlarına değil, sundukları olanaklara, eğitim kadrosuna, mezun başarılarına dikkatle bakmak gerekiyor. Unutmamalı ki tercih edilen lise ya da üniversite, sadece bir okul değil; bir çevre, bir kültür ve bir gelecek sunar.
Son olarak gençlere şunu hatırlatmak isterim: Bu sınav, hayatın tamamı değil. Sınavda aldığınız sonuç ne olursa olsun, her birinizin içinde taşıdığı potansiyel ve yetenek, kağıt üzerindeki birkaç rakamla sınırlı değil. Doğru bir yönelim, sağlam bir azim ve sabırlı bir yolculukla her zaman başarıya ulaşmak mümkündür.
Sınavlar sona erdi. Şimdi yeni bir başlangıcın eşiğindeyiz.
Tercih süreci, umarım her öğrenci için umut dolu, bilinçli ve doğru kararlarla geçer.
Yolunuz açık, geleceğiniz parlak olsun.