Yılın en kritik dönemlerinden birine girdik. Havalar ısınıyor, doğa uyanıyor… ve öğrenciler için sınav maratonunun en yoğun günleri başlıyor. Özellikle LGS’ye hazırlanan gençler için bu dönem, bir anlamda "son düzlüğe girilen" zaman. Emeğin, sabrın ve azmin meyveye dönüşeceği o günler kapıda. İşte bu yüzden, bu dönemde en büyük ihtiyaç: motivasyon.

Sınavlar sadece bilgi değil, aynı zamanda psikolojik dayanıklılık sınavıdır. Aylar boyunca çalışmanın, fedakârlık yapmanın, zaman yönetiminin sınandığı bir süreç. Ama çoğu zaman tam da bu dönemde yorgunluklar birikir, motivasyon düşer, “Acaba yapabilecek miyim?” sorusu zihinleri kurcalar. İşte tam da burada hatırlamamız gereken bir şey var: Bu bir yarış değil, bir yolculuk. Ve her yolculukta inişler, çıkışlar olur. Asıl mesele, pes etmemek.

Motivasyon dediğimiz şey bazen küçücük bir hatırlatmayla bile canlanır. Bir öğretmenin samimi cümlesi, bir aile ferdinin inancı, kendine yazılmış bir küçük not… “Yapabilirsin!” kelimesi, bazen en büyük destek olur. Unutmayın, bu süreçte hissettiğiniz her duygu – stres, endişe, yorgunluk – aslında bu yolda olduğunuzun kanıtıdır. Siz zaten bu sürecin içindesiniz ve bu, başlı başına bir başarıdır.

Aynı zamanda kendinize küçük molalar vermekten çekinmeyin. Temiz hava, kısa yürüyüşler, sevdiğiniz bir şarkı, bir kahve kokusu… Bunların hepsi zihninizi toparlamanıza yardımcı olur. Makine değiliz, insanız. Ve insanın en büyük gücü, zor zamanlarda bile ilerleyebilmesidir.

Şunu unutmayın: Bu sınav sizin tüm hayatınızı belirlemeyecek. Evet, önemli bir eşik ama sadece bir tanesi. Hayat uzun bir yol ve bu yolda karşılaşacağınız pek çok fırsat olacak. Bugün attığınız her adım, sadece bir sınava değil, kendi geleceğinize olan inancınıza hizmet ediyor.

Şu an bulunduğunuz yer, başladığınız yerden çok daha ileride. Devam edin. Kendinize inanın. Çünkü başarı, önce zihinde başlar.