Allah’ın en güzel nimetlerinden birisi de gözdür. Görmektir. Görmek, başlı başına bir tefekkür kaynağıdır. Hani üstat diyor ya, göz bir et parçası, görmek de ne oluyor?
Her nimet gibi göz nimetinin de bir sorumluluğu vardır. Onun için bu nimeti Allah’ın rızasına uygun şekilde kullanmak gerekir. Mesela gözler Kur’an okumakla ve ilim öğrenmekle yorulacak. Harama bakmaktan kaçınacak.
Göz nimeti insanı cennetlik eder. Bunların yollarını öğrenmek ve uygulamak gerekir. Mesela, Allah için ağlayan göze ve Allah yolunda nöbet tutarak uyanık kalan göze cehennem ateşi değmeyecektir (Tirmizî, Fedâilu’l-Cihâd, 12/1639).
Öbür taraftan, göz nimeti eğer dikkatli kullanılmazsa Allah muhafaza adamı cehennemlik eder.
Hele bugün çok daha fazla dikkat lazımdır. Çünkü çıplaklık her yeri sarmıştır. Sokakta, caddede, pazarda hatta okulda bile çıplaklık alenileşmiştir. Birincisi lehimize ikincisi aleyhimize diye diye zar zor dolaşıyoruz etrafta. Allah affetsin hepimizi.
Medyada işler daha fenâ. Şarkı kliplerini, filmleri, dizileri, yarışma programlarını, yemek programlarını hatta reklamları geçelim. Akşam haberlerini açıyorsunuz, karşınıza baldırı çıplak bir kadın spiker çıkıyor. Belli kanallar dışında açık saçık bir kadın görmeden televizyon izlemek mümkün değil.
Sosyal medya zaten çirkef çukuru. Buralarda kadınlar âdeta kendilerini teşhir ediyor. Açık saçık bir kadına rastlamadan sosyal medya kullanmak çok zor. O yüzden hemen yapacağımız paylaşımı yapıp çıkmamız gerekiyor. Eşe dosta bakmak da sakıncalı. Kimin ne paylaşacağı belli olmuyor.
Bugünkü kültüre görsel kültür diyenler var. Artık görüntüler çağında yaşıyoruz. Her şey görüntülerle var oluyor ve anlam görüntülerle aktarılıyor. Yâni, her ne varsa hepsi göze hitap ediyor. Ama bir bakıyorsunuz göze giren çıkan belli değil. Çıplaklık, eğlence, tüketim, güldürü, sapkınlık, absürtlük, şiddet, mahrem, namahrem ne ararsanız her şey gözler önünde.
İnsanlar her şeyi görüyor. İnsanların görmediği şey kalmadı. Helal mi haram mı diye soran zaten yok. Bari, bana ne gösteriliyor böyle, diye soran çıksa diyoruz, maalesef o da yok.
Gözler neyi görüyorsa eller de onu yapıyor. Çıplaklık gören gözlerin sahibi elleriyle bedenini soyuyor ve aynı ellerle fotoğrafını veya videosunu sosyal medyada teşhir ediyor. Tüketimi görüyor, tüketiyor. Eğlenceyi görüyor, eğleniyor. Güldürüyü görüyor, güldürmeye çalışıyor. Absürtlüğü görüyor kendisi daha da absürtleşiyor.
Gözler artık boş bakıyor. Anlamlı bakışlara çoktandır rastlanmıyor. Derin bakışlara da öyle. Gözler Allah’ın rahmetini görmekten uzak. Üstüne perde çekilmiş.
Gözler bakacak, akıl tefekkür edecekti. Şimdi gözler yine bakıyor, ama akıl çürüyor.
Öyleyse ne yapmak lazım, gözlerimize hâkim olmak lazım. Neye bakacağız, neye bakmayacağız seçmemiz lazım. Gözlerimizden sorumluyuz. İrademizi ortaya koyacağız, harama bakmayacağız. Bize faydası olan şeylere bakacağız.
Güzel ahlâklı bir büyüğümüze bakacağız ki biz de güzel ahlâklı olalım. Güzel konuşan bir muhabbet ehline bakacağız ki biz de muhabbet ehli olalım. Güzel yazıya bakacağız ki biz de güzel yazalım.
Güzele bakalım, güzel görelim. Güzel şeyler düşünelim. Güzel şeyler hissedelim. Güzel şeyler yapalım. İnşallah.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ekmel KILIÇ
Gözden giren elden çıkar
Allah’ın en güzel nimetlerinden birisi de gözdür. Görmektir. Görmek, başlı başına bir tefekkür kaynağıdır. Hani üstat diyor ya, göz bir et parçası, görmek de ne oluyor?
Her nimet gibi göz nimetinin de bir sorumluluğu vardır. Onun için bu nimeti Allah’ın rızasına uygun şekilde kullanmak gerekir. Mesela gözler Kur’an okumakla ve ilim öğrenmekle yorulacak. Harama bakmaktan kaçınacak.
Göz nimeti insanı cennetlik eder. Bunların yollarını öğrenmek ve uygulamak gerekir. Mesela, Allah için ağlayan göze ve Allah yolunda nöbet tutarak uyanık kalan göze cehennem ateşi değmeyecektir (Tirmizî, Fedâilu’l-Cihâd, 12/1639).
Öbür taraftan, göz nimeti eğer dikkatli kullanılmazsa Allah muhafaza adamı cehennemlik eder.
Hele bugün çok daha fazla dikkat lazımdır. Çünkü çıplaklık her yeri sarmıştır. Sokakta, caddede, pazarda hatta okulda bile çıplaklık alenileşmiştir. Birincisi lehimize ikincisi aleyhimize diye diye zar zor dolaşıyoruz etrafta. Allah affetsin hepimizi.
Medyada işler daha fenâ. Şarkı kliplerini, filmleri, dizileri, yarışma programlarını, yemek programlarını hatta reklamları geçelim. Akşam haberlerini açıyorsunuz, karşınıza baldırı çıplak bir kadın spiker çıkıyor. Belli kanallar dışında açık saçık bir kadın görmeden televizyon izlemek mümkün değil.
Sosyal medya zaten çirkef çukuru. Buralarda kadınlar âdeta kendilerini teşhir ediyor. Açık saçık bir kadına rastlamadan sosyal medya kullanmak çok zor. O yüzden hemen yapacağımız paylaşımı yapıp çıkmamız gerekiyor. Eşe dosta bakmak da sakıncalı. Kimin ne paylaşacağı belli olmuyor.
Bugünkü kültüre görsel kültür diyenler var. Artık görüntüler çağında yaşıyoruz. Her şey görüntülerle var oluyor ve anlam görüntülerle aktarılıyor. Yâni, her ne varsa hepsi göze hitap ediyor. Ama bir bakıyorsunuz göze giren çıkan belli değil. Çıplaklık, eğlence, tüketim, güldürü, sapkınlık, absürtlük, şiddet, mahrem, namahrem ne ararsanız her şey gözler önünde.
İnsanlar her şeyi görüyor. İnsanların görmediği şey kalmadı. Helal mi haram mı diye soran zaten yok. Bari, bana ne gösteriliyor böyle, diye soran çıksa diyoruz, maalesef o da yok.
Gözler neyi görüyorsa eller de onu yapıyor. Çıplaklık gören gözlerin sahibi elleriyle bedenini soyuyor ve aynı ellerle fotoğrafını veya videosunu sosyal medyada teşhir ediyor. Tüketimi görüyor, tüketiyor. Eğlenceyi görüyor, eğleniyor. Güldürüyü görüyor, güldürmeye çalışıyor. Absürtlüğü görüyor kendisi daha da absürtleşiyor.
Gözler artık boş bakıyor. Anlamlı bakışlara çoktandır rastlanmıyor. Derin bakışlara da öyle. Gözler Allah’ın rahmetini görmekten uzak. Üstüne perde çekilmiş.
Gözler bakacak, akıl tefekkür edecekti. Şimdi gözler yine bakıyor, ama akıl çürüyor.
Öyleyse ne yapmak lazım, gözlerimize hâkim olmak lazım. Neye bakacağız, neye bakmayacağız seçmemiz lazım. Gözlerimizden sorumluyuz. İrademizi ortaya koyacağız, harama bakmayacağız. Bize faydası olan şeylere bakacağız.
Güzel ahlâklı bir büyüğümüze bakacağız ki biz de güzel ahlâklı olalım. Güzel konuşan bir muhabbet ehline bakacağız ki biz de muhabbet ehli olalım. Güzel yazıya bakacağız ki biz de güzel yazalım.
Güzele bakalım, güzel görelim. Güzel şeyler düşünelim. Güzel şeyler hissedelim. Güzel şeyler yapalım. İnşallah.