SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Şinasi Yurtsever ve Ölüm

Yazının Giriş Tarihi: 15.03.2025 11:38
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.03.2025 12:03

Allah rahmet eylesin. Çoğu insanın bildiği, dizilerini, filmlerini takip ettiği bir oyuncuydu Şinasi Yurtsever. 51 yaşında vefat etti. Kimse bu ani ölüm haberi karşısında üzüntüsünü gizleyemedi. Diğer taraftan sosyal medyada yapılan paylaşımların ardı arkası kesilmiyor. Paylaşımların altına yazılan yorumlarda ölüm haberine inanamayanların hayret dolu sözleri okunuyor.

Ölüm hep var. Türkiye’de her yıl 500 küsur bin kişi ölüyor. Ölenler akrabamız, yakınımız, tanıdığımız veya dostumuz değilse ölüm duygusu bizi pek de sarsmıyor. Allah sevdiklerimize uzun ve hayırlı ömür versin. Ama bizim ölümü sık sık hatırlamamız lazım. Bunun için illa yakınımızdan birilerini kaybetmemiz gerekmiyor. Gündelik hayatımızda ölümü aklımıza getirmemiz yeterli. Kendi kendimize, bilinçli bir şekilde, yahu öleceksin be adam, üç günlük dünya, ölüm şuracıkta seni bekliyor, demesini bilmeliyiz.

Daha kolayı da var. Açalım sabah haberlerini. Bir sürü trafik kazası… Beyaz bir araba saatte 140 km hızla TIR’a arkadan çarpmış. Arabanın yarısından çoğu yok. Arabadaki iki kişi oracıkta can vermiş… Başka bir yerde cenaze dönüşü bir araba şarampole yuvarlanmış: Aynı aileden üç kişi hayatını kaybetmiş… Bu kazalarda ölen insanların hiçbiri yarın öleceğini bilmiyordu. Bugün yaşayan insanların bazıları da yarın bir trafik kazasından öleceğini bilmiyor. Yarın onların da ölüm haberlerini okuyacağız ve üzüleceğiz. Allah gecinden versin ama belki yarın ölecek olanlardan bazıları da biziz. Bilemeyiz tabii. Ama şu kadarını iyi biliyoruz: Bir gün biz de öleceğiz.

Peygamber efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Ağızların tadını kaçıran ölümü, çokça hatırlayın.”

Evet, ölümü çokça hatırlamalıyız. Ölmeden önce ölmeliyiz. Cenneti, cehennemi düşünmeliyiz. Öte tarafta hesabımız nice olacak, diye kaygılanmalıyız. Kendi muhasebemizi yapmalıyız. Neyi yanlış yapıyoruz neyi doğru yapıyoruz bir kenara yazmalıyız. Sonra yanlışların üstünü çizmeliyiz. Doğruların da sayısını artırmalıyız. İçki mi içiyoruz, hemen oracıkta tövbe edelim. Malum, Ramazan ayı tövbe ayı. Fırsatı değerlendirelim. Namaz mı kılmıyoruz, işte minarede bir ses: Allah-u Ekber Allah-u Ekber… Hemen sese koşalım. Hasılı ne yapıyorsak Allah rızası için yapalım.

Allahu Taala Kur’an-ı Kerîm’de ölümü sık sık hatırlatarak kendimize çeki düzen vermemizi emrediyor:

De ki: Kendisinden kaçıp durduğunuz ölüm var ya, sonunda o, mutlaka gelip sizi bulacaktır. Sonra duyuların ötesinde olan şeyleri de, duyular sahasına giren her şeyi de çok iyi bilen Allah’ın huzuruna çıkarılacaksınız; O da size yaptıklarınızı tek tek haber verecektir. (Cum'a / 8. Ayet)

O ki, hanginizin daha güzel işler yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. Kudreti dâimâ üstün gelen ve günahları çok bağışlayan yalnız O’dur. (Mülk / 2. Ayet)

Her nefis ölümü tadacaktır. Yaptıklarınızın karşılığı ancak kıyâmet günü tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konulursa, gerçekten o kurtuluşa ermiştir. İyi bilin ki, bu dünya hayatı, aldatıcı bir faydadan başka bir şey değildir. (Âl-i İmrân / 185. Ayet)

Yoksa hayatı boyunca günah işleyip işleyip de, nihâyet kendisine ölüm gelip çattığında: “Ben şimdi tevbe ediyorum” diyenlerin ve kâfir olarak ölenlerin tevbeleri kabul edilmeyecektir. Biz, böyleleri için can yakıcı bir azap hazırladık. (Nisâ / 18. Ayet)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.