Bir Batı rüyası daha sona eriyor. Laiklik son nefesini veriyor. Din her tarafta yükselişe geçiyor.
Yükselişe geçiyor dediysek, görünür hâle geliyor demek istedik. Yoksa zaten din hiçbir zaman düşüşte değildi. Sadece gelişmemiş ülkelerin gelişmemesi için görünür kılınmıyordu.
Şimdi durum yavaş yavaş değişiyor. Bir taraftan katil İsrail Tevrat’a göre hareket ediyor. Öbür taraftan Trump kendisini Papa ilan ediyor. Ekranların karşısına çıkıyor, laiklik doğru muydu bilmiyorum, diyor. Amerika’ya dini geri getireceğiz, diyor.
Daha önce bahsetmiştik. Laiklik ve sekülerlik arasında yakın bir ilişki vardır. Devletler laikleşti, millet sekülerleşti. Şimdi, dine yeniden önem veren devlet yönetimleri sayesinde milletler tekrar dindarlaşabilir.
ABD bunda önemli bir rol oynayabilir. Çünkü dünyadaki din karşıtı lobiler önemli ölçüde Amerika merkezli kuruluşlardan maddi destek alıyor. Şimdi bu destekler yavaş yavaş kesiliyor. Mesela LGBT derneklerine ödenen paraları Trump durdurdu. Türkiye’de de bir sürü dernek para alıyormuş. Onların da parası kesildi.
Dolayısıyla dine geri dönüş hareketi, seküler aklı pekiştirecek organizasyonları önemli ölçüde sınırlandırıyor. Bu dindarlar için önemli bir fırsat olabilir. Özellikle son yirmi yılda siyasal iktidarı ele geçiren muhafazakâr kesim kamuda önemli ölçüde seküler baskıyı bertaraf etti. Ancak sosyal iktidarı bir türlü ele geçiremediği için seküler baskı diğer alanlarda varlığını sürdürüyor.
Sosyal iktidar alanında seküler baskıyı destekleyen kuruluşlara gelen paralar yavaş yavaş tükeniyor. Hazır bu kesinti yaşanırken dindar kesimin atağa kalkması gerekiyor. Sosyal alanda İslâm’ın sesini yükseltmek için çalışmalara başlaması gerekiyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı bu noktada güzel hutbeler hazırlıyor. Zamanlaması çok güzel. Böyle devam etmesi lazım. Halkın geri dönüşleri harika.
Ancak bu görevi ben dindarım diyen herkesin üzerine alınması şart. Müslümanların her yer ve şartta Allah’tan bahsetmesi, İslâm’dan söz etmesi gerekiyor. Yaşantısını da İslâm’a uygun hâle getirmesi gerekiyor. Kısacası “görünür” olması gerekiyor.
Böylece sosyal iktidarı da dindarların alması hiç uzak değil.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ekmel KILIÇ
Yeni Papa: Trump
Bir Batı rüyası daha sona eriyor. Laiklik son nefesini veriyor. Din her tarafta yükselişe geçiyor.
Yükselişe geçiyor dediysek, görünür hâle geliyor demek istedik. Yoksa zaten din hiçbir zaman düşüşte değildi. Sadece gelişmemiş ülkelerin gelişmemesi için görünür kılınmıyordu.
Şimdi durum yavaş yavaş değişiyor. Bir taraftan katil İsrail Tevrat’a göre hareket ediyor. Öbür taraftan Trump kendisini Papa ilan ediyor. Ekranların karşısına çıkıyor, laiklik doğru muydu bilmiyorum, diyor. Amerika’ya dini geri getireceğiz, diyor.
Daha önce bahsetmiştik. Laiklik ve sekülerlik arasında yakın bir ilişki vardır. Devletler laikleşti, millet sekülerleşti. Şimdi, dine yeniden önem veren devlet yönetimleri sayesinde milletler tekrar dindarlaşabilir.
ABD bunda önemli bir rol oynayabilir. Çünkü dünyadaki din karşıtı lobiler önemli ölçüde Amerika merkezli kuruluşlardan maddi destek alıyor. Şimdi bu destekler yavaş yavaş kesiliyor. Mesela LGBT derneklerine ödenen paraları Trump durdurdu. Türkiye’de de bir sürü dernek para alıyormuş. Onların da parası kesildi.
Dolayısıyla dine geri dönüş hareketi, seküler aklı pekiştirecek organizasyonları önemli ölçüde sınırlandırıyor. Bu dindarlar için önemli bir fırsat olabilir. Özellikle son yirmi yılda siyasal iktidarı ele geçiren muhafazakâr kesim kamuda önemli ölçüde seküler baskıyı bertaraf etti. Ancak sosyal iktidarı bir türlü ele geçiremediği için seküler baskı diğer alanlarda varlığını sürdürüyor.
Sosyal iktidar alanında seküler baskıyı destekleyen kuruluşlara gelen paralar yavaş yavaş tükeniyor. Hazır bu kesinti yaşanırken dindar kesimin atağa kalkması gerekiyor. Sosyal alanda İslâm’ın sesini yükseltmek için çalışmalara başlaması gerekiyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı bu noktada güzel hutbeler hazırlıyor. Zamanlaması çok güzel. Böyle devam etmesi lazım. Halkın geri dönüşleri harika.
Ancak bu görevi ben dindarım diyen herkesin üzerine alınması şart. Müslümanların her yer ve şartta Allah’tan bahsetmesi, İslâm’dan söz etmesi gerekiyor. Yaşantısını da İslâm’a uygun hâle getirmesi gerekiyor. Kısacası “görünür” olması gerekiyor.
Böylece sosyal iktidarı da dindarların alması hiç uzak değil.