SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Zaferden değil seferden sorumluyuz

Yazının Giriş Tarihi: 06.04.2025 11:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.04.2025 11:04

Dünya İslâm Alimleri Birliği silahlı cihad çağrısını yineledi. İslâm ülkelerinin askeri ittifak kurmalarını, her Müslümanın malıyla ve canıyla, imkânı neyi elveriyorsa, Gazze için cihad etmesini emreden bir fetva yayınladı.
Türkiye bir İslâm ülkesidir. Gerekiyorsa tek başına bu işe girişmelidir.
Gazze’ye saldırılar ilk başladığında Devlet Bahçeli gayet sağduyulu bir yaklaşımla, İsrail’e ültimatom vermeyi teklif etmişti. Ama ciddiye alınmadı.
Bir süre sonra neden Gazze’ye müdahale edilmiyor şeklinde gelen tepkilerin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, biz orada bir barış gücü konuşlandırmayı istedik ama Arap ülkeleri destek çıkmadı, diye açıklama yaptı.
Erdoğan’ın barış diplomasisini takdirle karşılıyoruz. Ancak söz konusu Müslümanlar olduğunda ve ortada bir zulüm varsa, soykırım varsa artık burada başka şeyler konuşmak gerekiyor. Bir defa adına barış dememek gerekiyor.
Biz Müslümanız. Onlar Yahudi ve Hristiyan.
Yahudi ve Hristiyan bir olmuş Müslümana saldırıyor. Biz Müslümanlar kalkıp barıştan söz edemeyiz. İslâmî literatüre geri dönmemiz şart.
Nihayetinde tabii ki dünyaya barışı, huzuru getireceğiz ama eğer düşman saldırıyorsa artık Müslümanın da saldırması gerekiyor. Açık cephe alması gerekiyor.
Mesela, Gazze eğer başka bir ülke olmasaydı da ülkemizin bir şehri olsaydı, yine aynı şekilde mi davranacaktık?
Herhalde Çanakkale Savaşı’nda olduğu gibi 7 cihana karşı imanımızla savaşacaktık.
O hâlde Gazze’yi de artık kendi şehrimizden bir şehir sayalım. Kaldı ki 1917’ye kadar fiilen Filistin bizim topraklarımızdı.
İsrail vadedilmiş topraklar zırvasıyla Filistin’i sahipleniyor. Biz Müslümanlar, zaten bizim olan toprakları sahiplenmiyoruz.
Müslümanlık zafer işi değil, sefer işidir. Zaferden değil, seferden mesulüz.
Dünya da üç günlük yer. Dün yaşandı bitti. Bugün yaşıyoruz. Yarınımız belli değil.
Bu geçici dünyaya refah içinde yaşayıp yatağımızda ölmek için gelmedik.
Gerektiğinde gideriz, cephede Allah için şehit oluruz.
Gazze’de her gün şehit olan yüzlerce Filistinliden ne farkımız var? Onlardan daha mı çok hak ediyoruz yaşamayı?
Onlar ölmeye mahkumlar da biz sonsuza kadar yaşayacak mıyız?
Biz şu hâlimizle 100 yıldır yaşıyoruz. Bir 100 yıl daha yaşasak mazlum Müslümanlara faydamız olacak mıdır?
Gelişsek, büyüsek, ABD’den güçlü olsak, o zaman mı cihad bize farz olacak?
Cihadın şartı bu mudur?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.