SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Medya ve iktisadî birey

Yazının Giriş Tarihi: 27.07.2025 13:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.07.2025 13:10

Medya – birey ilişkisinden çok bahsettik.

Bu ilişki adına en temelde şunu söyledik: Medya insanları daha çok tüketmeye teşvik ediyor, insanlar da medya içeriklerinden etkilenerek nefislerine yenik düşüyor.

Şimdi bu temeli genişletelim.

Medya neden tüketimi teşvik ediyor?

Cevap basit: Ekonominin çarkları dönsün diye.

Çünkü kapitalist iktisadî sistemin işleyebilmesi için aşırı üretim ve aşırı tüketim yapılması lazım.

Ancak aşırı üretim yapmak da aşırı tüketim yapmak da çevreye ve insanlığa pek çok açıdan zarar veriyor. İsrafa neden oluyor. Bunlar İslâm’da yasaklanmış şeyler.

İşte tam da bu sebeple kapitalist iktisadî sistem bunları umursamayacak bilinçte insanların yetişmesini arzu ediyor.

Hatta iktisatçılar bu bilinçte olmasını arzuladıkları ideal bireyin adını bile koymuşlar: İktisadî birey.

Kapitalist iktisatçılar iktisadî bireyi şöyle tanımlıyor:

Seküler, rasyonel, bencil, kendi faydasını maksimize etmeye çalışan, sosyal ilişkileri umursamayan.

Şimdi bunları kısa kısa açalım.

Seküler: Bir inancı var ama bu inancın sosyal hayata dair etkisi artık eskisi gibi değil. Yani kişi Cuma’dan Cuma’ya camiye gider, bayramda da Kurban keser ama beş vakit namaz kılmaz, oruç tutmaz, zekât vermez, faiz yer, açık saçık giyinir… Kısacası sosyal hayatında İslâm’ın yeri yoktur.

Rasyonel: Akılcıdır. İktisadî kararları yalnız akla dayanır. Duygulara ve psikolojiye burada yer yoktur. En akılcı hamle neyse o yapılmalıdır.

Bencil: Sırf kendi çıkarını düşünür. Başkalarını umursamaz. Ben kazanayım da başkası gerekiyorsa ölsün, anlayışındadır.

Kendi faydasını maksimize etmeye çalışan: Tüketirken en fazlasını tüketecek. En güzelini giyecek. En lüksünü alacak. Kazanırken kazanabildiğinin en fazlasını kazanmak için kendini yiyip bitirecek. Bu uğurda ahlâkî değerleri hiçe sayacak.

Sosyal ilişkileri umursamayan: İktisadî faaliyetlerinde sosyal ilişkilerin onun için bir önemi yoktur. Yaşlıya saygı, küçüğe sevgi piyasa şartlarında hükümsüzdür. Hayat şartları bellidir. Para kazanmak için çalışmak lazımdır. Yaşlı ana ve babanın yeri huzur evleridir. Para kazandırmayan müşteriye tatlı söz kelime israfıdır.

İktisatçılar bütün ekonomi programlarını karşılarında sanki iktisadî bireylerden oluşan bir toplum varmış gibi düzenler. Hâlbuki gerçek hayatta bütün bir toplumun tamamen iktisadî bireylerden oluşması beklenemez.

Ticaret yaparken ahlâklı davranan, hem aklına hem kalbine yönelen, Allah ne diyor bu konuda diye kaygılanan, anasına babasına her şeye rağmen yanında hürmetle bakan o kadar çok insanımız var ki… Hamdolsun.

Ama işte sorun tam da burada baş gösteriyor: Herkes iktisadî birey değil!

Kapitalist sistem için böyle insanlar ekonomiyi sekteye uğratıyor. Bu insanların bir an evvel iktisadî birey gibi davranmaya başlamaları gerekiyor. İktisadî sistem zaten kendisi bizatihi insanları buna mecbur ediyor belli bir ölçüde.

Mesela faizsiz ticaret nasıl yapalım diyenleri duymuşuzdur. Yahut bu boykot ürünü ama en kalitelisi de bu deyip boykotu delenleri görmüşüzdür. İşte bu insanlar sistemin dayatması karşısında imtihanı kaybederek iktisadî bireye dönüşenlerdir.

Bununla beraber sistemin tüm dayatmalarına rağmen mücadelesini sürdüren hâlâ çok sayıda Müslüman var. Allah sayılarını artırsın inşallah.

İşte medya bu iktisadî sistemin ideolojisini meşrulaştıran bir araç. Medya reklamlarıyla, dizileriyle, filmleriyle, eğlence programlarıyla, dergileriyle, Instagram paylaşımlarıyla, Youtube videolarıyla, kitaplarıyla toplumdaki her bir ferde âdeta şöyle fısıldamaktadır: Hadi, sen de iktisadî birey ol!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.