SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Medya ve İslâmî birey

Yazının Giriş Tarihi: 10.08.2025 12:57
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.08.2025 12:58

Kapitalizmin adamı “iktisadî birey”dir. Bugün medya ürettiği içeriklerle iktisadî bireyin meşruluğunu pekiştirir.

Bir önceki yazımızda iktisadî bireyin sorun alanlarından bahsetmiştik. Son sözü de merhume Alev Alatlı’ya bırakmıştık.

Alev Alatlı ise yeni bir dünya düzenine ihtiyacımız olduğundan bahsetmişti.

Bu görüşe kesinlikle katılıyoruz ve ilave ediyoruz: Bu yeni dünya düzeni muhakkak İslâm merkezli olmalıdır.

Allah rızasına dayanan ve gözünü bu dünyaya değil ahirete dönen bir dünya düzeni lazım bize.

Elimizde sihirli bir değnek bulunmuyor. O nedenle yeni dünya düzenini ilmek ilmek işleyecek Müslümanlar lazım bize.

Bu Müslümanların ilk işi iktisadî birey gibi davranmayı bırakmak olmalıdır. Onlar artık İslâmî birey gibi davranmalıdır.

İslâmî birey tüm iktisadî yaşantısını Allah (c.c.)’ın emir ve yasaklarına göre düzenleyen kişidir. Prof. Dr. Sabahattin Zaim, Müslüman insan modeline (İslâmi birey) ulaşabilmek için insanın belli başlı aşamalardan geçmesi gerektiğini vurgulamıştır. Bu aşamalar sırasıyla iman sahibi olmak, İslâm’la ilgili bilgi sahibi olmak (ilim) ve bu bilgileri hayata tatbik etmek (ilmiyle amel etmek), başka bir deyişle cihad-ı ekber yapmaktır. Çünkü ilmiyle amel edebilmek başlı başına insanın nefsiyle mücadele etmesi demektir. Bu da cihatların en büyüğüdür. Bu bakımdan herkes Müslüman olabilir ama Müslüman insan (İslâmî birey) olmak meşakkatlidir.

Bu bağlamda İslâmî birey faiz yemez. Tüketim yaparken helâl ve haramı gözetir. Beş vakit namazını kılar. Orucunu tutar. Zekâtını verir. Bol bol sadaka dağıtır. Lüks ve israftan kaçınır. Gösteriş tüketimi yapmaz. İhtiyacından fazlasını yemez, içmez ve kullanmaz. Zengin ise de orta halli bir yaşantı sürer. Allah onu fakirlikle imtihan ediyorsa hâline şükreder. Dünyalık için yaşamaz. Ahiret için yaşar. Gözünü haramdan korur. Erkekse de kadınsa da Allah’ın emrettiği şekilde giyinir. Avret mahallerini örter. Ticaretle uğraşırken tekelcilik yapmaz. Kendi kazandığı gibi diğer esnafların da kazanmasını ister. Hileyle işi olmaz. Sözünde durur. İşlerini İslâm’a göre düzenler. Bunlardan taviz vermez.

Medya bu noktada kritik öneme sahiptir. Nitekim göz görür gönül ister. Şu hâlde neyi görüp neyi görmeyeceğine İslâmî birey ehemmiyet vermelidir. Tüketimi görürse tüketimi ister. Dünyalığı görürse dünyalığı ister.

Öyleyse İslâmî birey medyayı da İslâmî ölçülerde kullanır. Gözünü haramdan sakınır. Değerli zamanını buralarda heba etmez. Önemli bilgileri alır. Gerisini bırakır. Dolayısıyla İslâmî birey medyada film, dizi, eğlence programı, müzik yayını gibi içerikleri izlemez. Dinî sohbet izler, hocaları dinler, önemli haberleri takip eder. İşiyle ilgili içeriklere göz atar.

İaşesini medyanın herhangi bir alanında çalışarak sağlayan İslâmî birey ise yaptığı işin İslâmî olmasına dikkat eder. Açık saçık kadın veya erkek görüntüsü yayınlamaz mesela. Yahut insanların zamanını boşa geçirecekleri içerikler üretmez. Yalan haber yapmaz. Tüketim kültürünü pekiştirecek üretimlerden imtina eder.

Mevcut sistemin yerine yeni bir dünya düzeni ikâme etmek öncelikle insanı değiştirmekle mümkündür. İslâmî bireyin sayısı ne kadar artarsa yeni dünya düzenine geçmek de o kadar mümkün olur.

Bunun için evvela kendimiz İslâmî birey olacağız ardından ailemizden ve yakın çevremizden başlayarak bu halkayı genişleteceğiz.

Şunu da aklımızdan çıkarmayacağız: Biz zaferden sorumlu değiliz, seferden sorumluyuz. Zafer Allah’ındır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.