Toplumsal bir çözülme yaşıyoruz. Toplumsal çözülme baş gösterdi mi o toplumda suç oranı artar, kültürel hayat zayıflar, insan ilişkileri kopma noktasına gelir, sosyal hayatın tadı kalmaz. Değer ve normlar etkinliğini yitirir. Nihayetinde dinsiz bir toplum ortaya çıkar.

Ülkemizdeki çözülme son yıllarda hızlanmış durumda. Çözülmenin temel nedeni ise Kur’an ve Sünnetten iyice uzaklaşmaktır. Özellikle de namazsızlıktır. Çünkü ta’dîl-i erkâna riayet edilerek kılınan beş vakit namaz insanı bütün kötülüklerden alıkoyar.

Dinin direği namazdır. Namaz, insanı İslâm dairesinde tutar. Müslümanın davranışlarını güzelleştirir. O hâlde olabildiğince çok Müslümanı namaza başlatmamız gerekiyor.

Kişi İslâm dairesine güzelce girdi mi onun insan ilişkileri de güzelleşir. Dili tatlılaşır, gönlü diğer insanlara yakınlaşır, gözü haramdan uzaklaşır. Eşini daha çok sever. Hastaları ziyaret eder. Mezarlığa gider, böylece ölümü daha çok hatırlar ve dünyalık karşısında tok gözlü olur. Mirası Allah’ın emrine göre paylaşır, miras kavgası olmaz. Böylece o kişi hoş sohbet ve kalender bir kimse olur.

Müslüman Sünnete uygun yaşadı mı kumar oynamaz, içki içmez, sigara kullanmaz, zina etmez. Emaneti sahibine teslim eder. Yalan söylemez. Sözünde durur. Rızkını çalışarak kazanır. Böylece sağlıklı, namuslu ve güvenilir bir kimse olur.

Hanım tesettürüne girer, namazını kılar, kanaatkâr olur, evlenir, kocasının rızasına uygun davranır, çocuklarını da İslâm’a uygun yetiştirirse saliha hanımlardan olur.

Çocuklar namazını kılar, ana babasına hürmet eder, büyüklerine saygılı davranırsa, İslâm’ı da güzelce öğrenirse hayırlı evlat olur.

Toplumsal çözülmede konuştuğumuz her şey erkeğin, hanımın ve çocuğun İslâm’ı ne kadar yaşadığıyla doğrudan ilgilidir. Eğer İslâm güzelce yaşanırsa hem bu dünya hem de ahiret saadetini mümkün kılar. Bunun için toplumsal çözülme karşısında vazifemiz İslâm’ı tebliğ etmektir. İnsanları namaza başlatmak, hanımları tesettüre teşvik etmektir. Evlatlarımızı İslâm’a uygun yetiştirmektir.