İstanbul Maratonu her yıl olduğu gibi, bu senede ad değişikliği ile “Türkiye İş Bankası 46. İstanbul Maratonu” adıyla yapıldı. Parayı verenin düdüğü çalacağı kuralı bir kez daha kendini bilene bilmeye, görene görmeyene göstermiş oldu. Oysa İstanbul Maratonu adı, masrafları karşılayana (Sponsoruna) bakılmaksızın sabit bir başlık olarak kalsa, daha anlamlı olabilir.
Her yıl İstanbul Maratonuna katılan sporcuların sayısı giderek artmaktadır. Kayıt ücreti, Türkiye’nin şartlarına göre Mayıs ayında 300 TL’den başlayarak, her ay 100 TL zamlanarak devam etse de katılanların sayısında bir azalma olmamaktadır. Bu sene maratona katılanlar, tekerlekli sandalye, 42 km, 15 km, halk koşusu ve kurumsal koşu adıyla yapılan gruplandırmalarla katıldılar. Koşu başlangıcı da bu sıralamaya göre yapıldı.
Koşunun en önemli eksiği neredeyse hiç Türkçeye yer verilmemesidir. Maalesef uzun yıllardır bu ihmal devam etmektedir. Start’tan Finish’e kadar göze çarpan her yazı İngilizceydi. Oysa Türkçenin yanında İngilizceye de yer verilmesi daha anlamlı olurdu. Siyasi marşların dışında çalınan müziklerin bile çoğusu yabancı, İngilizce, Fransızca müziklerdi.
42 km’lik maraton için 4.475 sporcu kayıt yaptırmış bunların içinden 4.156’sı maratonu tamamlamıştır. 15 km’lik koşu için kayıt yaptıran 9.457 sporcunun 9.169’u koşuyu bitirirken, çipli ölçümün yapılmadığı, halk koşusu ve kurumsal koşu gruplarında ise 20 bin kişi katılmıştır. Halk koşu grubu için kayıt yaptırma ve kayıt yaptırmak için İBB tarafından uygun görülen kurumlara bağış yapma şartının getirilmesi, bu gruba katılanların sayısında önemli bir azalmaya yol açmıştır.
Koşunun başlangıç yeri, her yıl olduğu gibi 15 Temmuz Şehitler Köprüsü Anadolu tarafındaki girişiydi. Her zaman olduğu gibi İBB yöneticileri spor gibi evrensel ve insani bir faaliyete, kendi kişisel takıntılarını, siyasi bağnazlıklarını içeren konuşmalarıyla başladılar.
Kuzey Azerbaycan, bir aile diktatörlüğü ile idare edilen bir ülke olarak kabul edilir. Buna karşılık 5 Mayıs 2024’te yapılan Bakü Maratonunda ne baba ne de oğul Aliyev’in fotoğraflarını insanların gözlerine sokan, kulakları sağır eden onuncu yıl ya da İzmir marşına benzer marşları durmadan tekrarlayan görgüsüzlükten eser bile yoktu. İstanbul Maratonu vb spor organizasyonlarını, siyasi bir şov alanı olarak gören sorunlu bir kafa, bu tür spor faaliyetlerini CHP ve onun Genel Başkanı Kemal Paşa için bir propaganda alanı olarak kullanmaktadır. İBB yöneticileri, Adolf Hitler döneminde 1-15 Ağustos 1936 Berlin Olimpiyatlarında yapılan Nazi propagandası ile bitmeyen bir yarışın içindedirler.
Sabah saat 09.00’da yukarıda değinilen sıralamaya göre sporcular, köprüden çıkışlarını yaptılar. Köprü üzerinde esen sert Boğaz rüzgarı, sporcular için dondurucu bir etkiye sahipti. Etiyopyalı atlet Dejene Debela 2.11.40 ile birinci, Kenyalı Mathew Samperu 2.11.55’lik derecesi ile ikinci, Kenyalı Kenneth Kiprop Kipkemoi 2.12.07’lik derecesiyle üçüncü olurken, kadınlarda ise 2.24.45’lik derecesiyle Bahreynli atlet Ruth Jebet birinci, Etiyopyalı Urge Diro 2.33.37’lik derecesiyle ikinci, Etiyopyalı Ayantu Abdi ise 2.33.49 ile üçüncü olmuştur.
Türk atletlerden Hüseyin Can 2.14.34 derecesiyle genel sıralamada 6. İken Ömer Alkanoğlu 2.23.02, Halil Yaşın 2.23.02 derecesiyle takip etmiştir. Bu sonuca rağmen Hüseyin Can 50 Bin TL’lik özel para ödülü kazanmıştır. Böylece Türkler ancak kendi aralarında yarışmışlardır.
İstanbul Maratonu 15 km’lik kısmında ise Abdullah Tuğluk 0.48.39 ile birinci, Ayhan Bakar 0.50.09 ile ikinci, Ufuk Arda 0.50.19 ile üçüncü, kadınlarda ise Argentina Valdepenas Cerna 0.56.29 derecesiyle birinci, Didchenko Viktoria 1.01.32 ile üçüncü, Maryam Korkchi 1.01.56 ile üçüncü olmuştur.
Dünya Atletizm Birliği (World Athletics)’nin “Altın Etiket” (Gold Label) kategorisinde sayılı maratonlardan olan İstanbul Maratonu’nda bu yıl 8’i Türk, 36’sı yabancı toplan 44 seçkin (elit) atlet yarıştı. Birinciler, 45’er bin, ikinciler 20’şer bin, üçüncüler ise 10’ar bin dolar kazandılar.
İstanbul Maratonu düzenlemesinde her yıl biraz daha gerileme ve laçkalık örnekleri görülmektedir. İBB İstanbul Spor’un (Resmi adı Spor İstanbul) 9 bin kişiyle bu organizasyonu yaptığını açıklamasına karşılık, sahada 9 bin kişinin varlığını gösteren düzenden eser yoktu. 15 km’lik koşunun bitiş noktası Yenikapı Fuar alanında, sporcuların çantalarını almak için iki saate yakın bir zaman titreyerek, rüzgara maruz kalmaları, şeytan taşlama yerindeki manzarayı hatırlatan bir kargaşa yaşamaları, İBB ve onun İstanbul Spor AŞ için utanç verici bir sonuç olmuştur.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Selami Saygın
İSTANBUL MARATONU
İstanbul Maratonu her yıl olduğu gibi, bu senede ad değişikliği ile “Türkiye İş Bankası 46. İstanbul Maratonu” adıyla yapıldı. Parayı verenin düdüğü çalacağı kuralı bir kez daha kendini bilene bilmeye, görene görmeyene göstermiş oldu. Oysa İstanbul Maratonu adı, masrafları karşılayana (Sponsoruna) bakılmaksızın sabit bir başlık olarak kalsa, daha anlamlı olabilir.
Her yıl İstanbul Maratonuna katılan sporcuların sayısı giderek artmaktadır. Kayıt ücreti, Türkiye’nin şartlarına göre Mayıs ayında 300 TL’den başlayarak, her ay 100 TL zamlanarak devam etse de katılanların sayısında bir azalma olmamaktadır. Bu sene maratona katılanlar, tekerlekli sandalye, 42 km, 15 km, halk koşusu ve kurumsal koşu adıyla yapılan gruplandırmalarla katıldılar. Koşu başlangıcı da bu sıralamaya göre yapıldı.
Koşunun en önemli eksiği neredeyse hiç Türkçeye yer verilmemesidir. Maalesef uzun yıllardır bu ihmal devam etmektedir. Start’tan Finish’e kadar göze çarpan her yazı İngilizceydi. Oysa Türkçenin yanında İngilizceye de yer verilmesi daha anlamlı olurdu. Siyasi marşların dışında çalınan müziklerin bile çoğusu yabancı, İngilizce, Fransızca müziklerdi.
42 km’lik maraton için 4.475 sporcu kayıt yaptırmış bunların içinden 4.156’sı maratonu tamamlamıştır. 15 km’lik koşu için kayıt yaptıran 9.457 sporcunun 9.169’u koşuyu bitirirken, çipli ölçümün yapılmadığı, halk koşusu ve kurumsal koşu gruplarında ise 20 bin kişi katılmıştır. Halk koşu grubu için kayıt yaptırma ve kayıt yaptırmak için İBB tarafından uygun görülen kurumlara bağış yapma şartının getirilmesi, bu gruba katılanların sayısında önemli bir azalmaya yol açmıştır.
Koşunun başlangıç yeri, her yıl olduğu gibi 15 Temmuz Şehitler Köprüsü Anadolu tarafındaki girişiydi. Her zaman olduğu gibi İBB yöneticileri spor gibi evrensel ve insani bir faaliyete, kendi kişisel takıntılarını, siyasi bağnazlıklarını içeren konuşmalarıyla başladılar.
Kuzey Azerbaycan, bir aile diktatörlüğü ile idare edilen bir ülke olarak kabul edilir. Buna karşılık 5 Mayıs 2024’te yapılan Bakü Maratonunda ne baba ne de oğul Aliyev’in fotoğraflarını insanların gözlerine sokan, kulakları sağır eden onuncu yıl ya da İzmir marşına benzer marşları durmadan tekrarlayan görgüsüzlükten eser bile yoktu. İstanbul Maratonu vb spor organizasyonlarını, siyasi bir şov alanı olarak gören sorunlu bir kafa, bu tür spor faaliyetlerini CHP ve onun Genel Başkanı Kemal Paşa için bir propaganda alanı olarak kullanmaktadır. İBB yöneticileri, Adolf Hitler döneminde 1-15 Ağustos 1936 Berlin Olimpiyatlarında yapılan Nazi propagandası ile bitmeyen bir yarışın içindedirler.
Sabah saat 09.00’da yukarıda değinilen sıralamaya göre sporcular, köprüden çıkışlarını yaptılar. Köprü üzerinde esen sert Boğaz rüzgarı, sporcular için dondurucu bir etkiye sahipti. Etiyopyalı atlet Dejene Debela 2.11.40 ile birinci, Kenyalı Mathew Samperu 2.11.55’lik derecesi ile ikinci, Kenyalı Kenneth Kiprop Kipkemoi 2.12.07’lik derecesiyle üçüncü olurken, kadınlarda ise 2.24.45’lik derecesiyle Bahreynli atlet Ruth Jebet birinci, Etiyopyalı Urge Diro 2.33.37’lik derecesiyle ikinci, Etiyopyalı Ayantu Abdi ise 2.33.49 ile üçüncü olmuştur.
Türk atletlerden Hüseyin Can 2.14.34 derecesiyle genel sıralamada 6. İken Ömer Alkanoğlu 2.23.02, Halil Yaşın 2.23.02 derecesiyle takip etmiştir. Bu sonuca rağmen Hüseyin Can 50 Bin TL’lik özel para ödülü kazanmıştır. Böylece Türkler ancak kendi aralarında yarışmışlardır.
İstanbul Maratonu 15 km’lik kısmında ise Abdullah Tuğluk 0.48.39 ile birinci, Ayhan Bakar 0.50.09 ile ikinci, Ufuk Arda 0.50.19 ile üçüncü, kadınlarda ise Argentina Valdepenas Cerna 0.56.29 derecesiyle birinci, Didchenko Viktoria 1.01.32 ile üçüncü, Maryam Korkchi 1.01.56 ile üçüncü olmuştur.
Dünya Atletizm Birliği (World Athletics)’nin “Altın Etiket” (Gold Label) kategorisinde sayılı maratonlardan olan İstanbul Maratonu’nda bu yıl 8’i Türk, 36’sı yabancı toplan 44 seçkin (elit) atlet yarıştı. Birinciler, 45’er bin, ikinciler 20’şer bin, üçüncüler ise 10’ar bin dolar kazandılar.
İstanbul Maratonu düzenlemesinde her yıl biraz daha gerileme ve laçkalık örnekleri görülmektedir. İBB İstanbul Spor’un (Resmi adı Spor İstanbul) 9 bin kişiyle bu organizasyonu yaptığını açıklamasına karşılık, sahada 9 bin kişinin varlığını gösteren düzenden eser yoktu. 15 km’lik koşunun bitiş noktası Yenikapı Fuar alanında, sporcuların çantalarını almak için iki saate yakın bir zaman titreyerek, rüzgara maruz kalmaları, şeytan taşlama yerindeki manzarayı hatırlatan bir kargaşa yaşamaları, İBB ve onun İstanbul Spor AŞ için utanç verici bir sonuç olmuştur.