SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İstanbul nasıl kurtulmuştur?

Yazının Giriş Tarihi: 04.10.2023 12:28
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.10.2023 12:28

İtilaf Devletleri donanması 13 Kasım 1918’de, Mondros Mütarekesine bağlı olarak İstanbul’u işgal etmişlerdir. Böylece 465 yıllık Türk egemenliğinden sonra İstanbul resmen/fiilen işgal edilmiştir.

Osmanlı Devleti beyaz bayrak çekmiş, başkenti İstanbul bile teslim olmuştur. Şimdilerde geçilmez denilen Çanakkale Boğazı, Kasım 1918’de düşmana karşı bir tek kurşun atılmadan geçilmiştir. Bu iş nasıl olmuştur?

Birden fazla sebebi vardır. En önemlisi 19 Eylül 1918’de General Allenby komutasında Suriye-Filistin Cephesinde, Osmanlı Yıldırım Orduları Grubuna karşı başlayan İngiliz saldırısında, Grup içinde 7. Ordu Komutanı M. Kemal Paşa İngilizler ile savaşmadan geri çekilmiştir.

Osmanlı cephesi çökmüş, İngilizler 39 günde dört ülkeyi (Filistin-Ürdün-Lübnan-Suriye), zayiat vermeden güle oynaya ele geçirmiş, Osmanlı Hükümetine Mondros Mütarekesini kabul ettirmiş ve gelip İstanbul’u işgal etmişlerdir.

İngilizler, İstanbul’u işgal ettikten sonra kendilerine karşı savaşan Osmanlı komutanları (Ali İhsan Sabis gibi) başta olmak üzere, pek çok gazeteci, bakan, vali vb. İttihatçı liderleri tutuklayıp, Malta adasına götürmüşler, orada “savaş ve tehcir” suçundan yargılamışlardır. Kemal Paşa’da 13 Kasım 1918’de İstanbul’a gelmesine rağmen, İngilizler onu tutuklamamışlardır. İddiaya göre Kemal Paşa İngilizlerin, İstanbul’a geldikleri gibi gideceklerini söylemiştir.

İngilizler İstanbul’a savaş kazanmış olarak gelmişlerdir. İstanbul’dan gidişleri de başka bir savaşı kazanmalarına mı bağlanmıştır? İstanbul’un işgaliyle başlayan Milli Mücadele döneminde, Türk tarafı doğuda Ermenistan, batıda Yunanistan ile savaşmıştır. Gönüllülerden oluşan milisler ise Antep-Maraş- Urfa’da Fransızlar ile savaşmıştır. Bu yüzden Fransa ile 20 Ekim 1921’de Ankara İtilafı imzalanmıştır. Özetle bu süre içinde Türkler İngilizler ve İtalyanlar ile hiçbir yerde savaşmamıştır.

İngiltere/İtalya ve Fransa ile Ankara Hükümeti savaşmadığı halde 11 Ekim 1922’de Mudanya’da mütareke yapmıştır. Dünyada böyle garip bir mütareke örneği yoktur. Üstelik mütareke esnasında boğazlar, İstanbul ve Doğu Trakya düşman işgali altındadır. Mudanya Mütarekesi, İtilaf Devletleriyle birlikte Osmanlı Devleti’nin tasfiyesidir. İtilaf Devletleri, Osmanlı Devleti ile zaten Mondros Mütarekesi yapmışlardı. Belli ki o savaşın mütarekesiydi. Şimdi Mudanya’da ise Osmanlı Devleti’nin tasfiye mütarekesi hem de yurdun bir bölümü işgal altında iken yapılmıştır.

Mudanya’dan sonra 1 Kasım 1922’de “Saltanatın kaldırılması” kanunu ile Osmanlı Devletini TBMM çıkardığı bu kanun ile yıkmıştır. Osmanlının yıkılış günü 1935’e kadar “milli egemenlik” günü diye kutlanmış sonra bugün 23 Nisan’a alınmıştır.

Milli Mücadele’nin başında, Ermenistan Mandası olmayınca, İngiltere bugünkü Türkiye sınırlarını kabul etmiştir. Ancak bazı şartları vardır. Türkiye, kendi sınırları dışında hak etmeyecek, Arabistan’ın tümüyle İngiltere ve Fransa’ya aidiyetini kabul edecek, Musul’dan, adalardan, Kıbrıs’tan, Batı Trakya’dan, Güney Kafkasya’dan vaz geçecektir. Başkentini İstanbul dışında bir yere taşıyacaktır. Hukukunu Avrupa’dan alacaktır. Patrikhane’nin İstanbul’da kalmasını kabul edecektir.

Türkiye her ne kadar Osmanlı Devletini yıktığı günü bayram kabul etmiş ise de şeklen de olsa Halifelik, TBMM kararı ile Osmanlı ailesinden en uygunsuz kişi olan Abdülmecit Efendi aracılığı ile bir süre devam etmiştir. İşte adı var kendi yok olan halifeliğin, tümüyle kaldırılması İngiltere’nin istekleri arasındadır. Bütün bunlar Lozan’da karara bağlanmış, yurdun bir bölümü düşman işgalinde iken, Ağustos 1923’te TBMM aceleyle Lozan Anlaşmasını onaylamıştır. Böylece Türkiye, tarafı İngiltere ve müttefiklerine verdiği taahhütlere aşkla bağlı olduğunu göstermiştir.

Lozan Antlaşmasının boğazlar ile ilgili maddelerine göre, Türkiye boğazların doğusunda 15 km ve batısında 15 km’lik alanda (30 km’lik alan) askeri kuvvet bulunduramayacak, boğazların idaresi, içinde Türk temsilcinin de olduğu İngiltere ve müttefiklerinin ortak heyeti tarafından idare edilecektir. Bu maddeler, 1936’ya kadar uygulanmış, 1937’den itibaren boğazların doğu ve batı yakasına Türkiye askeri kuvvet gönderebilmiştir.

Kemal Paşa, Suriye Cephesindeki büyük yenilgisinden sonra İstanbul’a gelmiş ama İstanbul işgal altında olduğu için, cephedeki yenilgisinden dolayı hakkında soruşturma açılamamıştır. Yine Kemal Paşa, Kasım 1918-Mayıs 1919 arasında bulunduğu İstanbul’da en az üç ayını Pera Palas’ta geçirmiştir. Pera Palas dönemin şartlarında, İstanbul’un en lüks en pahalı otelidir. İşgalci subayların ve istihbaratçıların merkezidir.

İngilizler, İstanbul’u boşaltmadan bir gün önce 5 Ekim 1923’te bir akşam ziyafeti düzenlemişlerdir. İstanbul’u boşaltmanın ezikliği ile değil, büyük bir zafer kutlaması yapmış, yemiş içmiş, eğlenmişlerdir. O gün Türkiye’nin Dışişleri Bakanı/Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’da İngilizlerin bu kutlamasında hazır bulunmuş, onlarla yemiş içmiş, onlarla birlikte sevinmiştir. İşgalci düşman ordu temsilcileriyle, Türkiye’nin Batı Cephesi Komutanı ve Dışişleri Bakanı İsmet Paşa, nasıl olup ta aynı sevinç için yemiş, aynı sevinç için demlenmişlerdir? Ertesi gün 6 Ekim 1923’te İngilizler, törenle İstanbul’dan ayrılmışlardır. İngilizler işgale gelirken, İsmet Paşa, onları karşılayamamıştı ama İngilizler muzaffer bir şekilde giderken, İsmet Paşa onları uğurlamıştır. Kurtuluş günün kutlu olsun Aziz İstanbul!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.