SON DAKİKA
Hava Durumu

SİYASİ ZÜBÜKLÜK

Yazının Giriş Tarihi: 17.08.2024 16:25
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.08.2024 16:25

Zübük kelimesinin, Türkçe sözlüklerde bir karşılığı yoktur. Ancak son zamanlarda çok kullanılan bir deyimdir. Genellikle çıkarına düşkün, çıkarı için hiçbir kural tanımayan, çıkarını daha çok siyaset yoluyla elde eden ya da o yolla korumaya çalışan kimseler için kullanılmaktadır. Zübük için, bir siyasi ilke, ahlaki bir kural, kutsal bir değer yoktur. Onun için çıkarını büyüteceği veya çıkarını koruyacağı fırsatlar önemlidir. Böylesi fırsatlar en çok siyaset yoluyla elde edilebileceği için, her meslekte görülen zübük örnekleri, siyasi alanda daha çok görünür hale gelmektedirler.

Zübüklerin hayat felsefesi için Batı’da görülen en uygun karşılık, Makyavelizm olmalıdır. İtalyan düşünürü Niccolo Machiavelli (D.1469-Ö.1527) Prens adlı kitabında “hedefe ulaşmak için her şeyin yapılabileceğini” savunmuştur. Siyasi ilkesizliğin Machiavelli (Makyavel) üslubuyla açıklanmasıdır. Makyavel için esas olan kazanmak ve güçlü olmaktır. Bu sonuca götürecek her değer, ahlak kuralı çiğnenebilir. Bu yüzden Makyavel’in üstün, başarılı, güçlü olarak görüp övdüğü insanlar, vefasız, acımasız ve zalimdir. Makyavelizmi, kurnazlık, aldatma, yönlendirme, başkalarını kontrol etme, statü elde etme çabası ve güvensizliği yüksek olan kişilerde görülen davranışlar olarak tarif edenler de bilinmektedir. Her meslekte bu özelliği baskın olanlar bulunabilir. Ancak en çok görüldükleri alanın, sanat, ticaret ve siyaset olduğu teslim edilmelidir.

Makyavel’in Prensi kadar olmasa bile Nizamülmülk’ün (D.1018-Ö.1092) “Siyasetname” si de ilkesiz siyaset yapmanın, başarılı ve güçlü olmanın hangi yollarla mümkün olabileceği nasihatlarından oluşmaktadır. Bizim tarihimizde de Makyavelizmin karşılığı olabilecek pek çok siyasi metinler, siyasetnameler vardır. Bu metinlerde de ahlak kuralları değil, hükümdarın, yöneticinin hangi yolla nasıl başarılı olacaklarının ibretlik öğütleri yer almıştır.

Siyasi partiyi, genel olarak, ülke yönetimi ve bilinen sorunların nasıl çözüleceği hakkında bir takım görüşleri, ilkeleri kabul eden kimselerin ortak faaliyet alanı, diye açıklamak mümkündür. Dolayısıyla siyasi partiye katılan herkesin, o görüşleri, ilkeleri bildiği, kabul ettiği için o partide siyasi mücadele yaptığına inanılır.

Ancak siyasi partilerin işleyişinde çok fazla kurallara, ilkelere dikkat edilmediği görülmektedir. Kurallara, ilkelere dikkat eden partiler, küçük parti olarak kalırlar. Marjinal Parti diye küçümsenirler. Ahlak kuralları, siyasi ilkeler konusunda daha esnek olan partiler, büyürler, iktidar olurlar ya da iktidara en yakın aday olurlar. Kitle Partisi diye övülürler.

Türkiye’de seçmenlerin önemli bir kesimi, oy vereceği partinin ilkelerinden daha çok, iktidara gelip gelemeyeceğine dikkat etmektedir. İktidar olma şansından uzak gördüğü partileri bu seçmenler beğense bile (Hasan Celal Güzel’in Yeniden Doğuş Partisi gibi) oy vermez. Verdiği oyun boşa gittiğini düşünür. Bu seçmenler için iktidara gelebilecek, kurulu düzenle uyumlu ve kendi sorunlarına çözüm getirebilecek, oğluna, kızına iş bulabilecek, özelliklerine göre yakın ya da uzak durmaktadır.

Batıda sınıf temelli olan partiler, Türkiye’de bütün toplumu kucaklamak gibi eşyanın tabiatına aykırı iddialarla yola çıkarlar. Çünkü beklentileri birbirinden farklı olan toplum kesimlerinin isteklerini aynı anda, bir siyasi iktidarın karşılaması mümkün değildir. Ancak toplumun her kesimini kucaklamak (kitle partisi olmak) isteği ile yola çıkıp iktidar olan partilerin, kendilerine destek olan yoksul kesimlerin feryatlarına kulaklarını kapattıkları, buna karşılık zengin, güçlü, medya sahibi, örgütlü (vakıf-dernek-cemaat-tarikat) kesimlerin beklentileri ile uğraştıkları görülmektedir. Böyle kitle partilerine umut bağlayan yoksul kesimler kısa sürede hayal kırıklığı yaşarlar, “ellerim kırılsaydı da bunlara oy vermeseydim” diye yakınmaya başlarlar.

Siyasi partilerin de çıkarı peşinde koşan, bunun için hiçbir değeri, ahlak kuralını önemsemeyen, hatta uzun yıllar, en azından seçim dönemlerinde kendilerine sövüp sayanlara yer açmak için yarıştıkları bilinmektedir. Bu yüzden bir partide ikbal görmeyen bazı kişilerin ilk fırsatta diğer partiye geçtiği örnekleri pek çoktur. Siyasi partiler, güçlü görünmek için bu tür geçişlere umut bağlamaktadırlar.

Genel olarak millet ittifakı bileşenlerinin, Ak Parti ve CB Erdoğan için çok ağır sözler söyledikleri bilinmektedir. Mesela millet ittifakı bileşenleri, cumhurbaşkanlığı sisteminin sorunları büyüttüğü gibi suçlamalarını bilmeyen, duymayan kalmamıştır. Buna karşılık CHP’li Aydın Ayaydın Muğla’dan Ak Parti BŞB, İyi Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu’da genel seçimlerden kısa bir sonra katıldığı Ak Parti’den Eskişehir BŞB başkan adayı olmuştur.

Bu örneklerde görülen ilkesizlik, tutarsızlık açık bir zübük siyaseti örneğidir. Geldikleri partilerde temel siyasi ilkelerde anlaşamazlık yaşamış değillerdir. Katıldıkları ak partide de önemli siyasi ilkeler görüp bağlandıklarından dolayı değildir. Ak parti böylelerini aday gösterip sonuç alamadığı gibi, böyle milletvekillerini, belediye başkanlarını da bünyesine katarak siyasi zübüklüğü ödüllendirmektedir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.