Ve bu ileri yaştaki hastalar, akşam üzeri yapılacak bir iğne için sabah saat 08.00’de hastanede olmak zorunda kalıyor.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları bölümü inanın insana nostalji yaşatıyor.
20-25 yıl önce çok erken saatlerde randevu almaya gidilirdi hastaneye.
Sabahın köründe gidilir akşama doğru hastaneden çıkılırdı.
20-25 yılda Türkiye çok değişti ve gelişti ama maalesef UÜ Tıp Fakültesi Göz hastalıkları bölümünde hiçbir değişiklik yok.
Sarı nokta diye tabir edilen hastalar, rahatsızlıkları ilerlemesin diye belirli periyotlarla gözlerine iğne yaptırmak zorundalar.
Eğer bu müdahale yapılmazsa kör olma tehlikesi yaşıyorlar.
Dedim ya bu rahatsızlık genellikle ileri yaşlarda görülüyor.
Ve iğne yaptırmak için UÜ Tıp FakültesiGöz Hastalıkları bölümünü gelenler ileri yaştaki bu hastalar, maalesef tüm günlerini hastanede geçiriyor.
İğne yaptırmak için kayıtlar sabah 08.00 gibi açılıyor. Pek çok hasta o saatte hastaneye geliyor. İğne işlemi ise öğleden sonra başlıyor.
Yani yaşlı hastalar 5 dakikalık bir işlem için ortalama 7 saat bekliyor.
Bu arada bazı hocaların hastalarına bilinmeyen bir nedenle öncelik tanınıyor.
Ben oradayken Gamze hocanın hastaları önceilkliydi.
Gamze hocanın hastalarını diğer hastalardan daha değerli kılan neydi bilemedim.
Şimdi, “Aman efendim kaydını yaptırsın evine gitsin, sonra yine gelsin” diyebilir bazılarınız.
Kendin doğu yakasından gelen bir hastayı düşünün.
Dağ ilçelerinden gelenler…
Ulaşım maliyeti…
Aslında bu basit bir şekilde çözülebilecek bir durum.
Madem iğne işlemi öğleden sonra yapılacak, kayıtlar da öğlen sonrası alınır.
Gamze hoca veya diğer başka hocaların hastaları için başka bir saat dilimi ayarlanır.
Yani öyle diğer hastaların gözünün içine baka baka ayrımcılık yapılmamış olur.
Yeter ki çözüm istensin.
Uludağ Üniversitesi RektörüProf. Dr. Feridun Yılmaz eminim ki bu soruna el atacaktır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Vedat Yücebaş
Gamze hocanın hastaları
En genci 65 yaşlarında hastalar düşünün.
80 ve üzeri olanların da sayısı oldukça fazla.
Bir kısmı tekerlekli sandalye ile gelmiş.
Kiminin yanında refakatçi var kimisinin ise yok.
Ve bu ileri yaştaki hastalar, akşam üzeri yapılacak bir iğne için sabah saat 08.00’de hastanede olmak zorunda kalıyor.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları bölümü inanın insana nostalji yaşatıyor.
20-25 yıl önce çok erken saatlerde randevu almaya gidilirdi hastaneye.
Sabahın köründe gidilir akşama doğru hastaneden çıkılırdı.
20-25 yılda Türkiye çok değişti ve gelişti ama maalesef UÜ Tıp Fakültesi Göz hastalıkları bölümünde hiçbir değişiklik yok.
Sarı nokta diye tabir edilen hastalar, rahatsızlıkları ilerlemesin diye belirli periyotlarla gözlerine iğne yaptırmak zorundalar.
Eğer bu müdahale yapılmazsa kör olma tehlikesi yaşıyorlar.
Dedim ya bu rahatsızlık genellikle ileri yaşlarda görülüyor.
Ve iğne yaptırmak için UÜ Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları bölümünü gelenler ileri yaştaki bu hastalar, maalesef tüm günlerini hastanede geçiriyor.
İğne yaptırmak için kayıtlar sabah 08.00 gibi açılıyor. Pek çok hasta o saatte hastaneye geliyor. İğne işlemi ise öğleden sonra başlıyor.
Yani yaşlı hastalar 5 dakikalık bir işlem için ortalama 7 saat bekliyor.
Bu arada bazı hocaların hastalarına bilinmeyen bir nedenle öncelik tanınıyor.
Ben oradayken Gamze hocanın hastaları önceilkliydi.
Gamze hocanın hastalarını diğer hastalardan daha değerli kılan neydi bilemedim.
Şimdi, “Aman efendim kaydını yaptırsın evine gitsin, sonra yine gelsin” diyebilir bazılarınız.
Kendin doğu yakasından gelen bir hastayı düşünün.
Dağ ilçelerinden gelenler…
Ulaşım maliyeti…
Aslında bu basit bir şekilde çözülebilecek bir durum.
Madem iğne işlemi öğleden sonra yapılacak, kayıtlar da öğlen sonrası alınır.
Gamze hoca veya diğer başka hocaların hastaları için başka bir saat dilimi ayarlanır.
Yani öyle diğer hastaların gözünün içine baka baka ayrımcılık yapılmamış olur.
Yeter ki çözüm istensin.
Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Feridun Yılmaz eminim ki bu soruna el atacaktır.