Türk milletinin yaşadığı en büyük acı4lardan biri olarak kayıtlara giren ve son 500 yılın en büyük felaketi olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından iki dikkat çekici şey oldu. 
Birileri onarmak birileri yıkmak üzerine bir strateji belirledi. Daha ilk dakikadan itibaren bozguncu bir grup siyaseten algı operasyonu çekmeye başladı ve her gün başka başka yalanlarla bu büyük acıdan zerre ızdırap duymadıklarını gösterdiler.
Ancak asıl değinmek istediğim konu şu. Son dönemde dizi, film ve komedi sektöründen tipler ateş etmeye başladılar devlet kurumlarına ve iktidara. Zerre kadar depremle ilgilendiklerini düşünmüyorum. 
Asıl konu sistematik olarak ortaya konulan bu tavır bu sektörü elinde bulunduran tiplerden kaynaklanıyor anladığım kadarıyla. Yani bu fikirsizlerin kendilerini rezil edercesine kendilerini ortaya koymalarının tek nedeni, o patronlarından iş almaya devam etmek istemeleri. 
Belli ki atıl kurt diyerek bunları sahaya sürdü o karanlık tipler. Kim olduklarını herkes biliyor değil mi? Soner Yalçın’ın kitaplarında da secereleri yazılı olan o tiplerin.  
Onların zihniyeti belli ve meşreplerine göre hareket ediyorlar ancak bu yeteneksiz ünlülerin sahayı fink atmasının tek nedeni bu sektörün bu gayri milli gayri yerli şirketlerin o piyasaya hakim olmasından kaynaklanıyor. Oysa bu alanın boş bırakılması kadar tehlikeli bir durum yok. 
Buraya önlem alınması şart. Film, sinema, gösteri sektöründe ana akım milli bir oluşum şart. Hem toplumu hem gençleri bu vasıfsızların dizayn etmesine imkan tanınmamalı. 
TRT başta olmak üzere milli kanallar artık milli ve yerli bir sektörün oluşmasına öncülük etmeli. Bu adım yeteneksiz ünlülerin iş tehditi ile tetikçilik yapmalarının da önüne geçer. Soytarılıktan başka yaptıkları yok boylarından büyük laflar ediyorlar üstelik yalanları anında ortaya çıkınca bile utanmıyorlar. Yaptıkları iş ruhlarına işlemiş utanmayı bilmiyorlar. O yaşamları sürsün de millete ne olmuş umurlarında değil. 
Yeter! Ekran kirliliği yapan bu tipleri daha fazla topluma empoze etmeye gerek yok. Türk sinema, tiyatro ve dizi sektörü başta olmak üzere kirlilikten biran önce kurtarılmalı.